Examples of using "Chaos" in a sentence and their turkish translations:
Organizasyonel bir kaos adeta.
kaos halindeydi. Sokaklar, işlenen cinayetlerle
Çok yaşa kaos!
Venezuela'da kaos.
Bu kaos olacak.
O saf kaostu.
- Kaosu hatırlıyoruz.
- Kaosu unutmuyoruz.
Dünya kaos içinde.
Biraz kaos beklememiz gerekir.
Kaos Mary'nin evinde hüküm sürer.
- Evren kaosun antitezidir.
- Kaosun antitezi düzendir.
Kaosun gelmesi kaçınılmaz.
Dünya kaosa yönlendirildi.
Sami'nin dünyası kaosa sürüklendi.
Kaos çukur değil, merdivendir.
-hatta karmaşa getirdiğinden dolayı- bir "tehdit" olarak algılanıyordu.
O bir karışıklıktı.
Çarpık kentleşme ve kaos pek çok planlama sorunları yaratır.
Oturma odasında korkunç bir kaos hüküm sürüyor.
Sokaklarda şiddet ve kaos var.
Kaos ve yasa arasında bir denge olmalı.
Kendi acemi sürüsünün yarattığı kargaşa dişi için avantaja dönüşüyor.
Kral öldüğünde krallık kaosa sürüklendi.
Eski ordudan geriye kalan, mevcut düzeni destekliyor ve belki de önde götürüyor.
İklim değişimi, iç savaş,finansal zorluk ve altyapısal kaosun hepsi bu ülkede karışıklığa neden olmuştu.
Kaza, trafiği büyük bir karışıklık içine soktu.
İnsanlar sevilmek, nesneler ise kullanılmak için yaratılmıştı. Dünya kaos içinde, çünkü her şey karşıt.