Translation of "Chairman" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Chairman" in a sentence and their turkish translations:

Include the chairman.

Başkanı dahil edin.

- Who will be elected chairman?
- Who'll be elected chairman?

Kim başkan seçilecek?

He acted as chairman.

O, başkan olarak görev yaptı.

We made him chairman.

Biz onu başkan yaptık.

He was appointed chairman.

O, başkan olarak atandı.

They appointed him chairman.

Onu başkanlığa atadılar.

He was elected chairman.

O, başkan seçildi.

We elected Jack chairman.

Biz Jack'i başkan seçtik.

They elected him chairman.

Onlar onu başkan seçtiler.

We elected him chairman.

Biz onu başkan seçtik.

Tom was elected chairman.

Tom başkan seçildi.

They made Tom chairman.

Tom'u başkan yaptılar.

We elected James chairman.

Biz James'i başkan seçtik.

They appointed Tom chairman.

Onlar Tom'u başkan atadılar.

We appointed Tom chairman.

Başkanlığa Tom'u atadık.

Tom acted as chairman.

Tom bir başkan gibi davrandı.

We elected Tom chairman.

Biz Tom'u başkan seçtik.

The chairman rejected the proposal.

Başkan öneriyi reddetti.

We elected Mr. Jordan chairman.

Biz Bay Jordan'ı başkan seçtik.

He talked to the chairman.

O, başkanla konuştu.

The chairman opened the meeting.

Başkan toplantıyı açtı.

She was named as chairman.

Başkan olarak atandı.

Tom has been appointed chairman.

Tom başkan atandı.

She talked to the chairman.

O, başkanla konuştu.

- The students chose her chairman.
- The students chose her to be the chairman.

Öğrenciler onu başkan seçtiler.

The chairman rejected his absurd proposal.

Saçma önerisini başkan reddetti.

Wait till the chairman recognizes you.

Başkan sana söz hakkı verene kadar bekle.

He was accredited to the chairman.

O, başkana akredite oldu.

He's the chairman of the committee.

Komitenin başkanıdır.

He accepted his appointment as chairman.

Onun başkan olarak atanmasını kabul etti.

The chairman is going to resign.

Başkan istifa edecek.

Is the chairman going to resign?

Başkan istifa edecek mi?

He addressed himself to the chairman.

Başkana hitap etti.

- He is Mr Brown, chairman of the committee.
- He's Mr. Brown, the chairman of the committee.

O, Bay Brown, komitenin başkanı.

The chairman resigned out of the blue.

- Başkan durup dururken istifa etti.
- Başkan durduk yerde istifa etti.

The chairman of the meeting became ill.

Toplantının başkanı hasta oldu.

Nobody argued against choosing him as chairman.

Onun başkan olarak seçilmesine kimse karşı çıkmadı.

They made John chairman of the committee.

Onlar John'ı komite başkanı yaptı.

He was elected chairman of the committee.

Komitenin başkanı seçildi.

Tom served as chairman for three years.

Tom üç yıl boyunca başkan olarak hizmet yaptı.

Tom is the chairman of the board.

Tom yönetim kurulu başkanı.

The chairman called the meeting to order.

Başkan emir vermek için toplantıyı aradı.

No wonder they have elected him chairman.

Onu başkan seçmelerine şaşmamalı.

She was elected chairman of the committee.

O, komitenin başkanı seçildi.

He served as chairman for three years.

O, üç yıl başkan olarak görev yaptı.

Tom didn't expect to be appointed chairman.

Tom başkan olarak atanmayı beklemiyordu.

Tom isn't the chairman of the committee.

- Tom komitenin başkanı değil.
- Tom heyet başkanı değil.
- Tom komite başkanı değil.

Tom is the chairman of our committee.

Tom komitemizin başkanıdır.

Tom doesn't want to be appointed chairman.

Tom, başkan seçilmek istemiyor.

Ten to one he will be elected chairman.

Bire karşı on o başkan seçilecek.

They made him the chairman of a club.

Onu bir kulübün başkanı yaptılar.

We have elected him chairman of the meeting.

Biz onu toplantının başkanı seçtik.

- I was appointed chairperson.
- I was appointed chairman.

Başkan olarak atandım.

Tom became the acting chairman of the committee.

Tom, komitenin başkan vekili oldu.

- We elected Tom chairperson.
- We elected Tom chairman.

Biz Tom'u başkan seçtik.

The chairman suggested that we should discuss the problem.

Başkan sorunu görüşmemiz gerektiğini önerdi.

I would like to nominate Don Jones as chairman.

Ben, başkan olarak Don Jones'u aday göstermek istiyorum.

- She was named as chairman.
- She was appointed chairperson.

O, başkanlığa atandı.

He was elected as chairman from among many candidates.

O birçok adaylar arasından başkan olarak seçildi.

He was elected chairman of the caucus in 2002.

O, 2002 yılında parti yönetim kurulu başkanlığına seçildi.

I am acquainted with the chairman of the committee.

Komite başkanı'nı tanıyorum.

I am acquainted with the chairman of that club.

O kulübün başkanıyla tanışığım.

That's how I met the chairman of a television network

Bir televizyon ağının başkanıyla da böyle tanıştım

She attended the meeting at the request of the chairman.

Başkanın isteği üzerine toplantıya katıldı.

- We elected Mr Jordan chairperson.
- We elected Mr. Jordan chairman.

Bay Jordan'ı başkan olarak seçtik.

The company was established in 1950 by the incumbent chairman.

Şirket halen görevdeki başkan tarafından 1950 yılında kuruldu.

- Mr. Jordan is the chairman.
- Mr. Jordan is the chairperson.

Bay Jordan başkandır.

He was invited to be the chairman of the club.

Kulübün başkanı olmaya davet edildi.

- She talked to the chairman.
- She talked to the chairperson.

O, başkanla konuştu.

Mr. Thomas had no objection to Mr. White being elected chairman.

Bay White'ın başkan seçilmesine Bay Thomas'ın hiç itirazı yoktu.

Anxious for a quick decision, the chairman called for a vote.

Hızlı bir karar için endişeli olduğundan, başkan bir oy için çağrıda bulundu.

Barry Taylor's name has been put forward for the post of chairman.

Barry Taylor'un ismi başkanlık makamı için ileri sürüldü.

There was a heated argument as to who should be appointed chairman.

Kimin başkan olarak seçilmesi gerektiğine dair hararetli bir tartışma vardı.

It is a great honor for me to have been elected chairman.

Başkan seçilmem büyük bir onur.

Mr Suzuki, who is a former Prime Minister, will be chairman of the committee.

Bay Suzuki, eski bir Başbakan, komitenin başkanı olacak.

I've spent so many years as chairman that I feel it's time I stepped down.

Başkan olarak uzun yıllar geçirdim, zamanın geldiğini hissettiğim için istifa ettim.

- She addressed herself to the chairperson.
- She talked to the chairman.
- She talked to the chairperson.

O, başkanla konuştu.

Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983.

Yuri Andropov, 16 Haziran 1983'te Yüksek Sovyet Prezidyumu başkanlığına seçildi.