Translation of "Carrot" in Turkish

Eggplant, carrot, tomato.

Patlıcan, havuç, domates.

She diced a carrot.

O bir havuç doğradı.

He chopped the carrot.

O, havucu doğradı.

We are baking carrot cake.

Biz havuçlu pasta pişiriyoruz.

She cut off the carrot tops.

O, havuç tepelerini kesti.

Have you ever drunk carrot juice?

Hiç havuç suyu içtin mi?

The rabbit is eating the carrot.

Tavşan havucu yiyor.

The rabbit is eating a carrot.

Tavşan havuç yiyor.

A carrot is a healthy snack.

Havuç sağlıklı bir aperitiftir.

Tom is nibbling on a carrot stick.

Tom bir havuç çubuğu kemiriyor.

Tom could hear Mary crunching on a carrot.

Tom Mary'nin hatır hutur havuç yediğini duyabiliyordu.

The hare stole a carrot from the garden.

Tavşan bahçeden bir havuç çaldı.

- She has reddish hair, whence comes her nickname "Carrot".
- She has reddish hair. That's why her nickname is Carrot.

Onun saçları kırmızımsı. Bu yüzden onun lakabı Havuç.

She has red hair, so they gave her the nickname "Carrot".

Kırmızı saçları var bu yüzden ona "Havuç" lakabını taktılar.

No, a carrot is not important enough to need an exclamation mark after it.

Hayır, bir havuç ondan sonra bir ünlem işareti gerektirecek kadar önemli değildir.

We need a carrot, a beet, and broccoli. They need to be raw, not cooked.

Bir havuç, bir pancar ve bir brokoliye ihtiyacımız var. Onlar çiğ olmalı, pişirilmiş değil.