Translation of "Burglar" in Turkish

The burglar got away.

Soyguncu kaçtı.

The policemen arrested the burglar.

Polisler hırsızı tutukladı.

The policeman arrested the burglar.

Polis hırsızı tutukladı.

The police arrested the burglar.

Polis hırsızı tutukladı.

The policeman chased the burglar.

Polis, hırsızı kovaladı.

A burglar broke into his house.

Evine bir hırsız girdi.

A burglar broke into the house.

Eve bir hırsız girdi.

The police officer arrested the burglar.

Polis memuru hırsızı tutukladı.

Bill was killed by a burglar.

Bill bir hırsız tarafından öldürüldü.

The police officers arrested the burglar.

Polis memuru hırsızı tutukladı.

Tom was killed by a burglar.

Tom bir hırsız tarafından öldürüldü.

The burglar was likely wearing gloves.

Hırsız muhtemelen eldiven giyiyordu.

A burglar broke into Sami's home.

Bir hırsız, Sami'nin evine girdi.

A burglar broke into the shop yesterday.

Dün dükkâna bir hırsız girdi.

The police caught the burglar red-handed.

Polisler hırsızı suçüstü yakaladı.

The infamous female burglar was never caught.

Namlı kadın hırsız hiç yakalanmadı.

The policeman caught the burglar red-handed.

Polis, hırsızı suç üstü yakaladı.

The burglar came in through a window.

Hırsız pencereden geldi.

The burglar broke in through the window.

Hırsız pencereden girdi.

Tom shot the burglar in the leg.

Tom hırsızı bacağından vurdu.

The burglar locked the couple in the basement.

Soyguncu çifti bodrumda kilitledi.

The burglar shut the child in the closet.

Hırsız çocuğu dolaba kapattı.

A burglar broke into the bank last night.

Bir soyguncu dün gece bankaya girdi.

The burglar is used to staying up late.

Hırsız gece geç saatlere kadar yatmamaya alışkın.

A burglar broke in while he was asleep.

O uyurken içeri bir hırsız girdi.

The police arrested the burglar on the spot.

Polisler hırsızı olay yerinde tutukladı.

The burglar pointed his gun at the victim.

Soyguncu silahını kurbana doğrulttu.

The burglar got in through a broken window.

Hırsız kırık bir pencereden içeriye girdi.

A burglar broke into the shop last night.

Dün gece bir hırsız dükkâna zorla girdi.

A burglar broke into Tom's house last night.

Dün gece Tom'un evine bir hırsız girdi.

- The cat burglar must have entered the mansion from the roof.
- The burglar must have entered the mansion from the roof.
- The cat burglar must've entered the mansion from the roof.

Kedi hırsız köşke çatıdan girmiş olmalı.

I awoke to find a burglar in my room.

Odamda bir hırsız bulmak için uyandım.

The burglar came into the house through this door.

Hırsız eve bu kapıdan girdi.

The burglar gained access to the house through a window.

Hırsız pencereden eve erişim sağladı.

The burglar gained access to the house through this door.

Hırsız bu kapıdan eve erişim sağladı.

The police think the burglar entered through a basement window.

Polis hırsızın bir bodrum penceresinden girdiğini düşünüyor.

- The police suspect that the burglar got in through an unlocked window.
- The police suspect the burglar got in through an unlocked window.

Polis, hırsızın kilitli bir pencereden içeri girdiğinden şüphe ediyor.

The burglar tied my hands behind my back with a rope.

Hırsız ellerimi bir iple arkamdan bağladı.

Have you heard that a burglar broke into my neighbor's house?

Bir hırsızın, komşumun evine girdiğini duydun mu?

It seems that the burglar broke in through an upstairs window.

Hırsız bir üst kat penceresinden zorla girmiş gibi görünüyor.

Did you hear that a burglar broke into the neighbor's house?

Komşunun evine hırsız girdiğini duydun mu?

When I woke up, there was a burglar in my room.

Uyandığımda odamda bir hırsız vardı.

When Tom leaves at night, he turns on the burglar alarm.

Tom gece gittiğinde hırsız alarmını açar.

Two policemen arrested a burglar. They caught him sneaking into Mrs. Miller's.

İki polis bir hırsız tutukladı. Onlar onu Bayan Miller'in evine gizlice girerken yakaladı.

As I was waking up, I saw a burglar in my room.

Uyandığımda odamda bir hırsız gördüm.

A burglar broke into your house while you were away on vacation.

Sen uzakta tatilde bir soyguncu zorla evine girdi.

If a burglar came into my room, I would throw something at him.

Odama bir hırsız girse, ona bir şey fırlatırım.

A burglar broke into my house while I was away on a trip.

Ben bir gezi için uzaktayken bir hırsız evime girdi.

Tom continued reading the newspaper even though the burglar alarm had gone off.

Tom, hırsız alarmı çalmaya başlamış olsa bile gazete okumaya devam etti.

A burglar broke into the convenience store last month, but I heard the police caught him yesterday.

Bir hırsız geçen ay bir markete girdi fakat polisin onu dün yakaladığını duydum.