Translation of "Apples" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Apples" in a sentence and their turkish translations:

- We're eating apples.
- We are eating apples.
- We eat apples.

Biz elma yiyoruz.

- I like apples.
- I love apples.

Elmaları severim.

- I am picking apples.
- I'm picking apples.

Elma topluyorum.

- I am peeling apples.
- I'm peeling apples.

Elma soyuyorum.

- Apples are red.
- The apples are red.

Elmalar kırmızıdır.

- They're eating apples.
- They're eating the apples.

Onlar elmalar yiyorlar.

- We're eating apples.
- We are eating apples.

- Biz elma yiyoruz.
- Biz elmaları yiyoruz.

- Those apples are big.
- These apples are big.

Bu elmalar büyük.

Their apples aren't as good as our apples.

Onların elmaları bizim elmalar kadar iyi değil.

They like apples.

Onlar elma severler.

I like apples.

Elmaları severim.

Apples are red.

Elmalar kırmızıdır.

I love apples.

Ben elmaları severim.

We're eating apples.

Biz elma yiyoruz.

You like apples.

Sen elma seversin.

I ate apples.

Elmaları yedim.

We eat apples.

Biz elmaları yeriz.

Apples are necessary.

Elmalar gerekli.

He's buying apples.

O elma satın alıyor.

Mom bought apples.

Annem elma satın aldı.

They're eating apples.

Onlar elmalar yiyorlar.

- They are eating their apples.
- They're eating their apples.

Elmalarını yiyorlar.

- I like to eat apples.
- I like eating apples.

Elma yemeyi severim.

- Did you buy apples?
- Did you buy any apples?

Hiç elma satın aldın mı?

- Their apples aren't as good as our apples.
- Their apples aren't as good as ours.

Onların elmaları bizimkiler kadar iyi değil.

- You're comparing apples and oranges!
- You are comparing apples and oranges.
- You're comparing apples and oranges.

Sen elmalarla portakalları karşılaştırıyorsun!

- They are very big apples.
- These are very big apples.

Onlar çok büyük elmalar.

- You can't buy apples any more!
- Apples have sold-out!

Elmalar satılarak bitti!

Don't you like apples?

Elma sevmez misin?

Apples grow on trees.

Elmalar ağaçlarda büyür.

We ate some apples.

Birkaç elma yedik.

Did you buy apples?

Elma satın aldın mı?

I like apples best.

Ben ençok elmaları severim.

The apples are ripe.

Elmalar olgundurlar.

I often eat apples.

Ben sık sık elmalar yerim.

All apples are red.

Bütün elmalar kırmızıdır.

Where are the apples?

Elmalar nerede?

We love eating apples.

Elma yemeyi severiz.

I don't like apples.

- Elmaları sevmem.
- Elma sevmem.

Who stole the apples?

Elmaları kim çaldı?

I also like apples.

Ben de elmaları severim.

We have yellow apples.

Sarı elmalarımız var.

John has five apples.

John'un beş elması var.

Apples are cheap today.

Elmalar bugün ucuz.

Do you like apples?

Elmaları sever misin?

This crate contains apples.

Bu sandık elma içeriyor.

The apples are red.

- Elmalar kırmızıdır.
- Elmalar kırmızı.

All the apples disappeared.

Tüm elmalar kayboldu.

My apples are gone.

Benim elmalar kayıp.

These apples taste good.

Bu elmaların tadı iyi.

Those apples are big.

Şu elmalar büyük.

These apples are big.

Bu elmalar büyük.

The apples look good.

Elmalar iyi görünüyor.

The apples are wormy.

Elmalar kurtlanmış.

The apples are delicious.

Elmalar lezzetli.

Men have Adam's apples.

Erkeklerde Adem'in elmaları var.

We are eating apples.

Biz elmaları yiyoruz.

I too like apples.

Ben de elma severim.

How many apples, then?

Kaç tane elma, o zaman?

They're eating the apples.

Onlar elmaları yiyorlar.

I wash my apples.

Ben elmalarımı yıkarım.

This box contains apples.

Bu kutuda elmalar var.

These apples are rotten.

Bu elmalar çürümüş.

Tom ate three apples.

Tom üç elma yedi.

I am picking apples.

Elma topluyorum.

My horse likes apples.

Atım elmayı seviyor.

These apples were cheap.

- Bu elmalar ucuz.
- Bu elmalar ucuzdu.

These apples are delicious.

Bu elmalar lezzetli.

These apples were expensive.

Bu elmalar pahalıydı.

Those apples look lovely.

O elmalar güzel görünüyor.

Do you have apples?

Elmaların var mı?

Apples are cheap now.

Elmalar şimdi ucuz.

Tom doesn't eat apples.

Tom elma yemez.

Sami was chopping apples.

Sami elmaları doğruyordu.

- Every apple is red.
- Apples are red.
- All apples are red.

Elmalar kırmızıdır.