Examples of using "Geschenk" in a sentence and their turkish translations:
Bu hediye Laura'nın mı?
Bu sadece bir armağandı.
- O bana bir hediye gönderdi.
- O bana bir hediye yolladı.
- Bana bir hediye göndermiş.
O bize bir hediye verdi.
- Hayat hediyedir.
- Hayat bir lütuf.
Ann bu hediyeyi bana verdi.
Sineğe nektar hediye ediliyor.
Onun hediyesi bir şişe şarap.
- Amcam ona bir hediye verdi.
- Dayım ona bir hediye verdi.
Onların her biri bir hediye aldı.
- Bu hediyeyi kabul edemem.
- Bu armağanı kabul edemem.
Bu senin için bir hediye.
Siz de bu dev hediyeye sahipsini: Hayat,
Annem için bir hediye arıyorum.
O, küçük bir hediye ile onu şaşırttı.
Bu oyuncak bebek teyzemden bir hediyeydi.
Onun kız kardeşinden bir hediye kabul ettim.
Oradayken beklenmedik bir hediye aldım.
Ben onun sakinliğini bir armağan olarak görüyorken
Kendim gitmek yerine bir hediye gönderdim.
Hiç ödül beklemiyordum.
Bu hediye Tom'dan.
Bu şimdiye kadar aldığım en harika hediye.
Mary el çantasının kocasından bir hediye olduğunu iddia etti.
Ama aldığım en büyük hediye Batı eğitimiydi.
Bir de gelişimi kutlamak için bana gönderdikleri hediyeye bakıyordum,
Bu sizin için bir hediye.
Bu hediye sizin için.
- Ne zaman ve nerede hediyeyi aldın?
- Hediyeyi ne zaman ve nerede aldın?
Bu sizin için bir hediye.