Examples of using "Dier" in a sentence and their turkish translations:
Hayvan açlıktan öldü.
O hayvan kocaman!
Hangi hayvan küçük?
O hayvanın adı ne?
Çita en hızlı hayvandır.
- Aslan bir hayvandır.
- Aslan, bir hayvandır.
Bu hayvan çok akıllı.
Bu, strateji kuran
Bu kadar küçük bir hayvanı görmek çok nadirdir.
İnsan mantıklı bir hayvandır.
Kirpi küçük bir hayvandır.
Tilki vahşi bir hayvandır.
Köpek zeki bir hayvandır.
Köpek sadık bir hayvandır.
Bir fare büyük bir hayvan değildir.
Yerdomuzu orta boyutta bir hayvandır.
Çita dünyadaki en hızlı hayvandır.
Daha çok amfibi bir hayvan gibi olmak istiyorum.
Hiç hayvan resmi yaptın mı?
O, o hayvan hakkında neredeyse bir şey bilmiyor.
Yunus çok zeki bir hayvandır.
Yengecin en büyük sorunu, peşindeki avcının sıvı bir hayvan olması.
Bu, onu farklı bir seviyeye taşıyor.
İnsan doğası gereği sosyal bir hayvandır.
Japoncada bu hayvanı nasıl adlandırıyorsunuz?
Tom bir hayvan.
Bu dizinin baş karakteri, bir hayvandır.
Neredeyse hiç kimse bu hayvanı yakından görmedi.
Asya orman kırkayağı, korkutucu bir üne ve yüzyıllar boyu
bu devasa yaratık, zırhlı gövdesiyle doğrudan mücadeleye girer.
Hayvanın diri diri boynuzunu sökmek,
ve hızlıca düşen lens hayvanı ürküttü.
Ama bunun altında, buraya gelebilmek için
İnsan konuşabilen tek hayvandır.
İnsan gülebilen tek hayvandır.
Kaçınız, hayatında, belli bir hayvana değer verdi?
Orangutanlar yarı münferit hayvanlar,
Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.
Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek
İnsan, ateşi kullanan tek hayvandır.
Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?
Hayvanın hırladığını görebiliyordum, o hırlama hâlâ kulaklarımda.
Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.
"Bu hayvanı tanıyor musun?" "Tabii ki, bu bir deve!" "Yanlış! Tek hörgüçlü bir deve.
O hayvanla temas edince bir şeyler oluyor. Ama bir noktada nefes alman gerek.
Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.
Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.