Translation of "Bibliotheek" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Bibliotheek" in a sentence and their turkish translations:

Waar is de bibliotheek?

Kütüphane nerede?

- Tot morgen in de bibliotheek.
- Ik zie je morgen in de bibliotheek.

Yarın kütüphanede görüşürüz.

Ik was in de bibliotheek.

Kütüphanedeydim.

Heeft de school een bibliotheek?

- Okulda kütüphane var mı?
- Okulun kütüphanesi var mı?

Ze zijn in de bibliotheek.

- Onlar kütüphanedeler.
- Kütüphanedeler.

Ben je in de bibliotheek?

Kütüphanede misin?

- Ik heb John gezien in de bibliotheek.
- Ik zag John in de bibliotheek.

Kütüphanede John'u gördüm.

- Zijn er Engelse tijdschriften in deze bibliotheek?
- Zijn er Engelstalige tijdschriften in deze bibliotheek?

Bu kütüphanede hiç İngilizce dergi var mı?

- Morgen ga ik in de bibliotheek studeren.
- Morgen ga ik studeren in de bibliotheek.

Yarın, ben kütüphanede çalışacağım.

Studenten hebben toegang tot de bibliotheek.

Öğrencilerin kütüphaneye erişimleri var.

De bibliotheek is tachtig jaar oud.

Kütüphane 80 yıllıktır.

De vrouwen staan voor de bibliotheek.

Kadınlar bir kütüphanenin önünde.

Ik heb toegang tot zijn bibliotheek.

Benim onun kitaplığına erişimim var.

Hij is naar de bibliotheek gegaan.

O, kütüphaneye gitti.

Hij rijdt dikwijls naar de bibliotheek.

Genellikle kütüphaneye arabayla gider.

Was je gisterenmiddag in de bibliotheek?

Dün öğleden sonra kütüphanede miydin?

Spreken we in de bibliotheek af?

Kütüphanede buluşalım mı?

In de bibliotheek waren ze alleen.

Kütüphanede yalnızdılar.

Sorry, maar waar is de bibliotheek?

Affedersiniz, ama kütüphane nerede?

Wees stil in de bibliotheek, jongens.

Gençler, kütüphanede sessiz olun.

Er zijn veel studenten in de bibliotheek.

Kütüphanede çok öğrenci var.

Studeren jullie wel eens in de bibliotheek?

- Ara sıra kütüphanede ders çalışıyor musun?
- Ara sıra kütüphanede ders çalışır mısın?

Ik zie u morgen in de bibliotheek.

Yarın kütüphanede birbirimizi göreceğiz.

De bibliotheek is toegankelijk voor het publiek.

Kütüphane halka açıktır.

Morgen ga ik studeren in de bibliotheek.

Yarın, ben kütüphanede çalışacağım.

Ik heb John gezien in de bibliotheek.

Kütüphanede John'u gördüm.

Hij kwam net terug van de bibliotheek.

O, kütüphaneden henüz geri döndü.

Ik zie je morgen in de bibliotheek.

- Yarın kütüphanede görüşürüz.
- Yarın seni kütüphanede göreceğim.

Ik heb het boek teruggebracht naar de bibliotheek.

Kitabı kütüphaneye iade ettim.

Ze bracht het boek terug naar de bibliotheek.

O, kitabı kütüphaneye geri götürdü.

Ik moet dit boek naar de bibliotheek terugbrengen.

Bu kitabı kütüphaneye iade etmek zorundayım.

Het is verboden te lezen in deze bibliotheek.

Bu kütüphanede okumak yasaktır.

Ik heb het boek van deze bibliotheek geleend.

Kitabı bu kütüphaneden ödünç aldım.

Morgen breng ik de boeken naar de bibliotheek.

Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.

Ik zag Tom en Maria bij de bibliotheek.

Tom ve Mary'yi kütüphanede gördüm.

Er zijn altijd veel mensen in de bibliotheek.

Kütüphanede her zaman birçok insan vardır.

Ik ontmoette gisteravond mijn vriend in de bibliotheek.

Dün gece kütüphanede arkadaşıma rastladım.

Ik moet deze boeken terugbrengen naar de bibliotheek.

Bu kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.

Af en toe ga ik naar de bibliotheek.

Ben zaman zaman kütüphaneye giderim.

- In elke Amerikaanse stad bevindt zich een bibliotheek.
- In de Verenigde Staten is er in elke stad een bibliotheek.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki her şehirde bir kütüphane vardır.

Ik gebruikte de computerhokjes in de bibliotheek van school,

Okul kütüphanesindeki bilgisayar kabinlerini kullanarak

De bibliotheek is in het midden van de stad.

Kütüphane şehrin ortasında.

Ik moet dit boek vandaag terugbrengen naar de bibliotheek.

- Bu kitabı bugün kütüphaneye iade etmem lâzım.
- Bu kitabı bugün kütüphaneye geri götürmeliyim.

Toen ik hem zag, zat hij in de bibliotheek.

Onu gördüğümde kütüphanede oturuyordu.

Taninna gaat naar de bibliotheek en studeert iedere dag.

Taninna her gün kütüphaneye gidip çalışır.

Hij gaat naar de bibliotheek om boeken te lezen.

Kitap okumak için kütüphaneye gider.

Ze bracht een geleend boek terug naar de bibliotheek.

O, kütüphaneye bir kitap iade etti.

Ik heb toevallig uw moeder gezien in de bibliotheek.

Kütüphanede senin annene rastladım.

We wonen in de buurt van een grote bibliotheek.

Biz büyük bir kütüphanenin yakınında yaşıyoruz.

- Ik ga naar de bibliotheek ten minste een keer per week.
- Ik ga minstens één keer per week naar de bibliotheek.

- Haftada en az bir kere kütüphaneye giderim.
- Haftada en az bir kez kütüphaneye giderim.
- Haftada en az bir sefer kütüphaneye giderim.

- Leerlingen zouden gebruik moeten maken van de boeken in de bibliotheek.
- Studenten zouden gebruik moeten maken van de boeken in de bibliotheek.

Öğrenciler kütüphanedeki kitaplardan yararlanmalıdırlar.

Dit deel van de bibliotheek is gesloten voor het publiek.

Kütüphanenin bu bölümü halka kapalıdır.

Het is heel makkelijk om lid te worden van deze bibliotheek.

Bu kütüphanede bir üye olmak çok kolay.

Ik moet mijn boeken van de bibliotheek terugbrengen voor 25 januari.

25 Ocaktan önce kütüphane kitaplarımı geri götürmek zorundayım.

In de Verenigde Staten is er in elke stad een bibliotheek.

Amerika'da her şehirde bir kütüphane vardır.

Mary bracht het boek terug dat ze geleend had uit de bibliotheek.

Mary kütüphaneden ödünç aldığı kitabı iade etti.

Tom vroeg aan Mary om op hem te wachten voor de bibliotheek.

Tom Mary'den onu kütüphanenin önünde beklemesini rica etti.

Zij heeft 3.500 boeken in haar bibliotheek en veel daarvan zijn eerste edities.

Onun kütüphanede 3.500 kitabı var ve onların çoğu ilk baskı.

Ik heb niet de behoefte deze boeken aan mijn bibliotheek toe te voegen.

Bu kitapları kütüphaneme eklememe gerek yok.

Ik zit liever in de bibliotheek te lezen dan dat ik naar huis ga.

Eve gitmektense kütüphanede oturup okumayı tercih ederim.

Eigenlijk had ik vandaag in de bibliotheek moeten studeren, maar ik ben pas rond de middag wakker geworden.

Bugün kütüphanede çalışmam gerekiyordu ama yaklaşık 12.00'de uyandım.