Translation of "‫ها" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "‫ها" in a sentence and their turkish translations:

- ها قد وصلنا.
- ها نحن هنا

İşte geldik.

ها هو!

ve işte!

‫ها هي.‬

İşte bu.

‫ها هو.‬

İşte orada.

ها هي.

İşte burada.

- ها قد وصلت الحافلة!
- ها قد أتى الباص!

İşte otobüs geliyor.

- ها قد أتت الحافلة.
- ها قد وصل الباص.

İşte otobüs geliyor!

‫ها هو رجلنا.‬

İşte orada.

‫ها هي المروحية.‬

Helikopter orada.

‫ها هي ذا.‬

İşte böyle.

‫ها نحن ذا.‬

İşte gidiyoruz.

‫ها هو، انظر.‬

İşte böyle, bakın.

‫حسناً، ها هي.‬

Tamam, işte.

‫انظر، ها هي.‬

Bakın, işte.

ها هو ذا:

işte oradaydı,

ها أنت ذا.

İşte oldu.

‫حسناً، ها نحن.‬

Pekâlâ, başlıyoruz.

ها نحن نبدأ.

İşte başlıyoruz.

ها معظمنا يقسم

Hani çoğumuzun küfür ettiği

‫ها قد ظهرت.‬

sonunda buldum.

ها هي محفظتي.

İşte benim cüzdanım.

ها هي دراجتي.

İşte benim bisikletim.

ها هو كلبك.

İşte köpeğin.

ها هي حقيبتك.

İşte senin çantan.

ها هي كتبنا.

İşte bizim kitaplarımız.

ها هو مفتاحك.

İşte anahtarın.

ها قد أَتَوْا.

İşte geliyorlar.

ها هي بصحتك.

Sağlığınıza!

ها هو العنوان.

İşte adres.

ها هو كتابك.

İşte kitabın.

ها نحن ذا

İşte geldik!

ها هو هنا

İşte o!

ها قد أتى.

- İşte o geliyor.
- Buraya geliyor.

لكن ها هو المشكل.

Yine de bir problem var.

‫حسناً. ها نحن ذا.‬

Tamam. İşte.

‫ها هي. تعالي.‬ ‫تعالي.‬

İşte geliyor. Hadi. Hadi.

‫حسناً، ها نحن ذا.‬

Tamam, işte.

‫ها هي، بأسفل!‬ ‫"دانا"!‬

Orada, aşağıda! Dana!

‫حسناً، ها نحن ذا!‬

Pekâlâ, başlıyoruz!

‫انظر، ها هو النسر!‬

Bakın, kartal orada!

‫انظر، ها هو، الرتيلاء.‬

Bakın, bir tarantula.

‫ها هو، أمسكت به.‬

İşte böyle, onu aldık.

‫أمسكتها. ها نحن ذا.‬

Onu yakaladım, işte.

‫حسناً، ها هي المروحية.‬

Tamam, işte helikopter geliyor.

لكن ها أنتم ذا.

Ama işte,

‫نعم، ها نحن ذا.‬

Evet, işte.

وإلا سأخبر والدك ها!

yoksa babana söylerim haa!

ها شاحن الهاتف مكسور

Hani senin telefonunun şarj aleti bozuluyor

ها قد وصل القطار.

İşte tren geliyor.

ها قد أتى الباص.

Otobüs geliyor.

ها قد وصل الباص.

Hadi, otobüs burada.

ها هي تذكرتي للرجوع.

İşte benim dönüş biletim.

ها هو. هل رأيته؟

O orada. Onu görüyor musun?

ها هو مفتاح الغرفة.

İşte oda anahtarı.

‫انظر، ها هو. هذا جيد.‬

Bakın, işte. Bu gayet iyi.

‫انظر، ها هي سمكة آتية.‬

Bakın, bir tane geliyor.

‫المسافة طويلة للأسفل.‬ ‫ها هي.‬

Aşağıya kadar uzun bir mesafe var. İşte orada.

‫انظر، ها هي بالأسفل!‬ ‫"دانا"!‬

Bakın, orada, aşağıda! Dana!

‫حسناً، ها نحن.‬ ‫نجح الأمر!‬

Pekâlâ, başlıyoruz. Bu işe yaradı!

‫ها هو.‬ ‫لست الوحيد المتعب.‬

İşte orada! Yorgun olan yalnızca ben değilim.

‫هل سنقاتله؟‬ ‫حسناً، ها نحن.‬

Dövüşecek miyiz? Tamam, işte başlıyoruz.

‫نجحت!‬ ‫أمسكتها. ها نحن ذا.‬

Tamamdır! Onu yakaladım, işte.

‫ها هي تفتح فمها قليلاً.‬

İşte, ağzı biraz açılıyor.

‫حسناً، ها نحن ذا.‬ ‫حسناً.‬

Pekâlâ, işte gidiyoruz. Tamam.

ها هم أغنياء مثل كارون

Hani derler ya Karun kadar zengin

- هنا كلبك.
- ها هو كلبك.

- Köpeğiniz burada.
- Köpeğin burada.