Examples of using "خذ" in a sentence and their turkish translations:
Acele etmeyin.
Önleminizi alın
- Sakin ol.
- Rahat ol.
"Hadi bakalım." "Teşekkürler."
Lütfen birini alın.
Ne istiyorsan al.
Onun araba anahtarlarını al.
İhtiyacın olanı al.
Başka bir sandalye al.
Yemekten sonra iki kapsül al.
Her zaman ihtiyacın olanı al.
Aceleye getirme, Yoshida.
Her iki kitabı da alabilirsin.
- Damlaya damlaya göl olur.
- Tasarruf edilen bir peni kazanılan bir penidir.
İstediğiniz kadar alın.
Bunu ya da şunu al.
Acele etme. Aceleye gerek yok.
Gövdeyi ayırıp başını atın.
Gövdeyi ayırıp başını atın.
Her zaman istediğini al.
Aptallar bile iyi tavsiye verebilir.
Bu sandalyeyi al. O sağlam.
Örneğin, şu buzulu ele alalım.
Ancak şunu düşünün,
Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.
- Şu ilaçları iç.
- Bu hapları al.
- Bu hapları yut.
Bir soluklan değil mi, bir otur. Hayır.
Acele etmeyin. Acele yok.
Sadece git ve biraz dinlen.
♪ Filmin adı Al Yazmalı ♪
hani bir Youtube kanalı açsak videoları çekip koysak
ister kabul et, ister etme gibi imkânsız bir duruma sokulursunuz.