Translation of "ولذلك" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "ولذلك" in a sentence and their turkish translations:

ولذلك،

Sonra,

ولذلك أتتني فكرة:

Böylece aklıma bir şey geldi:

ولذلك، استوقفها سؤال:

O da bir an durup düşündü:

ولذلك، فهي آمنة.

ve bu yüzden güvenli olduğunu düşünüyor.

ولذلك، أنشأ فريق عمل

Rektör, Project '87'deki sorunları ele almak için

ولذلك نعلمهم البرمجة من اﻵن.

bu yüzden onlara kodlama öğreteceğiz.

ولم تنزلق، ولذلك لم أمت،

kaymadım, yani ölmedim

ولذلك يظهر كذئبٍ أبيض لامع ووحيد.

bu nedenle yalnız, parlak beyaz bir kurt gibi görünür.

ولذلك نحن نتعلّم كيف نقوم بالتّصفية.

Yaptığımız şey süzmeyi öğrenmek.

ولذلك رضيت بتعيين العديد من النساء

alt düzey bakanlık pozisyonlarında

ولذلك إذا فكرنا ملياً بهذه الأسئلة،

Eğer bu sorular hakkında düşünürsek

ولذلك لم ألاحظ الأطفال يلعبون هناك."

yani çocukların orada oynadıklarını hiç fark etmemiştim."

‫ولذلك فهي مفترسات أخطبوط صغيرة مميتة.‬

Yani hepsi ölümcül birer ahtapot avcısı.

ولذلك فإن لدى المدمنين على المواد الأفيونية

Ve dolayısıyla, opiyat bağımlısı olan kişiler

ولذلك فإن هدفي الثاني على هذا المسرح

Yani buradaki ikinci amacım

ولذلك السبب نحن ندعوه أيضًا بالقطب الثالث.

Ki bu nedenle "Üçüncü Kutup" olarak adlandırılır.

ولذلك لكي نبقى تحت درجتين من هدف الاحترار.

Böylece, aşırı ısınma tehlikesinin iki derece altında kalabiliriz.

بنية البلد بالكامل وحياة المواطنين واسس عملهم ولذلك

yıllarca çalışıldı, öyleyse tarihe biraz geri dönelim, bin dokuz yüze

ولذلك التحذيرات في بعض الأحيان تؤدي لردات فعل سلبية

bu yüzden, uyarılar, bazen böyle bir bumerang etkisine sahip olabilir.

ولذلك، إن كانت لدينا هذه الأفكار المسبقة في أذهاننا،

Aklımızın bir yerinde bu fikirlere sahip olduğumuzda,

ولذلك دعنا نفكر بالأمر كاستراحة سعيدة في وقت جيد،

Bunu iyi zamanlamayla yakalanmış bir şans olarak gör,

ولذلك، عندما تتعرض إلى تجربة عاطفية كالابتهاج والطمأنينة الشفقة والتعاطف.

Yani neşe, barış, merhamet, empati gibi duygular deneyimlediğinizde

ولذلك ما أتيت هنا لقوله وبالتحديد سافرت إلى هنا لأقول

Yani anlatmak istediğim şey, şunu anlatmak için geldim,

ولذلك سيظل هذا المثال واقعيًا حتى إن تعددت الأسباب واختلفت.

Bunlar birçok sebepten ötürü harika olacak.

ولذلك، أريد اليوم أن أُريكُم أولاً بعضًا من تلك الفرضيات الخاطئة،

Bugün sizleri, önce bu hatalı varsayımların birkaçına götüreceğim

ولذلك فإنهن يقمن بتجربة الممارسات التي لا تتعلق بشدّة بالنهايات السعيدة

Mutlu sonla daha az ilgisi olan eylemlerle deneyler yapıyorlar --

ولذلك فإنه يُرجح أن تكون وسائل التواصل الاجتماعي للمستقبل على نحو أفضل.

Belki de geleceğin sosyal medyası daha iyi olacaktır.

ولذلك، فإن جسدك عبارة عن مستعمرة بكتيرية بالإضافة الى القليل من الخلايا البشرية.

Siz bir kaç insan hücresi eklenmiş bir yürüyen bakteri kolonisisiniz.

ولذلك فإن خطته هي توجيه ضربة قاضية أو على الأقل لشل حركة الأسطول القرطاجي

Bu yüzden planı Kartaca'nın filosuna sersemletici bir darbe vurmak veyahut en azından harekat kabiliyetini kısıtlamak.