Examples of using "الجائزة" in a sentence and their turkish translations:
Ödülü hak ediyorsun.
Birincilik ödülünü kazandım.
On takım ödül için yarıştı.
- On bir öğrenci mükafat aldı.
- On bir öğrenci ödülü aldı
Televizyonu açtım ve Grand Prix yayınlanıyordu.
Koca gözlerini hedefinden ayırmayan saldırgan bir avcı.
Ödülü kim kazanacak? Her hayvan eşit doğmaz.
fakat o güne kadar bu ödül daim bu ödül jönlere veriliyordu
- 1990'dan beri, on bir bayan öğrenci ödülü aldı.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.