Examples of using "مستقلة" in a sentence and their turkish translations:
Filistinlilerin bağımsız bir devlete sahip olmaları.
yüksek bir topluluk hâline getirir ya da sefalete ve esarete terk ettirir.''
Parlak bir bağımsız kampanyada, Avusturyalıları Nice yakınlarında tuttu, sonra onları
Eğer üniversiteye gidebilirse ebeveynlerinden ekonomik olarak bağımsız olabileceğini düşündü.