Translation of "قديم" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "قديم" in a sentence and their turkish translations:

أنت قديم.

Sen yaşlısın.

‫انظر، برميل قديم!‬

Baksanıza, eski bir fıçı!

هذا كتاب قديم.

Bu kitap eski.

إنه بيانو قديم.

O eski bir piyano.

جعلوا اسم باشا قديم

ismini paşa dönemini eski yaptılar

العين الشريرة معتقد قديم جدا

Nazar çok eski bir inançtır

كان هناك مبنى قديم جميل

güzel antik bir yapı vardı artık

يعيش توم في مبنى قديم

Tom eski bir binada yaşıyor.

كانت آلة موسيقية من طراز قديم

İşte bu antik müzik aleti.

هناك معبد قديم جدا في المدينة.

Kasabada çok eski bir tapınak vardır.

المنزل الواقف على التلة قديم جداً.

Tepede duran ev çok eski.

في أحد أجزاء حوار قديم يسمى "مينو"،

"Meno" olarak adlandırılan eski bir diyalogun bir bölümünde,

أن هذا لم يكن مجرد مصنع قديم.

buranın yalnızca eski bir fabrika olmamasıydı.

‫بعد قضائها نهارها في ضريح معبد قديم...‬

Kadim bir tapınağa sığınarak geçirilen bir günün ardından...

مرة أخرى، هنا منظر لبركان قديم في بيلبارا.

İşte tekrar, Pilbara'da yer alan antik volkanik tabiat manzarası.

ذلك يبدو طراز قديم، ولكنهم حينها كانوا على شيء.

Biraz eski moda gibi ama o zamanlar bunun bir nedeni vardı.

‫يبدو أنه سلم مناجم قديم،‬ ‫على طول هذا الجدار.‬

Eski bir madenci merdivenine benziyor, duvarın bu tarafında duruyor.

‫هناك طريق قديم وخفي‬ ‫خفي في أعماق الغابات الجنوبية،‬

Güneydeki ormanlık alanın derinlerinde saklı eski bir yol var.

يعتقدون أن كل ما هو جديد أفضل مما هو قديم.

Onlar yeni olanın eski olandan daha iyi olduğuna kesin gözüyle bakıyorlar.

- بيته صغير، زدْ على أنّه قديم أيضاً
- بيته صغيرٌ، وكذلك قديمٌ

Onun evi çok küçük ve üstelik çok eski.