Examples of using "آلة" in a sentence and their turkish translations:
Burası bir zaman makinesiydi.
- Bilgisayar karmaşık bir makinedir.
- Bilgisayar kompleks bir makinedir.
Bir empati makinesi.
kaldıraç basit makine yok
Benim kamerama dokunmayın.
manipüle ve kontrol edilen bir makineye dönüştü.
İşte bu antik müzik aleti.
Yarasanın kanatlarından esinlenerek çizilmiş bir uçuş makinesi
Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm.
milyonlarca dolarlık MR makinesinin işlevini üstlenerek
İzlediğim bir film vardı "Time Machine"
Bu kamerayı size vereceğim.
Neredeyse her turist yanında bir kamera taşır.
Tom otomatik satış makinesinden bir içki satın aldı.
ister yeni bir müzik aleti öğrenmeye çalışıyor olun,
Fakat siz bir zaman makinesi yapsaydınız bunu söyler misiniz?
Sevdiği kadın öldüğü için bir zaman makinesi icat ediyor
140 kiloluk bir ölüm makinesi. Beni fark etmedi.
o devasa MR makinesinden küçük,
Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.
Aslında şu anda zaman makinesi diye bir şey yok diyebiliriz