Translation of "آلة" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "آلة" in a sentence and their turkish translations:

كان آلة زمن.

Burası bir zaman makinesiydi.

الحاسوب آلة معقدة.

- Bilgisayar karmaşık bir makinedir.
- Bilgisayar kompleks bir makinedir.

إنها آلة لإبداء التعاطف.

Bir empati makinesi.

لا آلة النفوذ بسيطة

kaldıraç basit makine yok

لا تلمس آلة تصويري.

Benim kamerama dokunmayın.

إلى آلة يمكن التلاعب والتحكم فيها.

manipüle ve kontrol edilen bir makineye dönüştü.

كانت آلة موسيقية من طراز قديم

İşte bu antik müzik aleti.

آلة طيران مستوحاة من أجنحة الخفاش

Yarasanın kanatlarından esinlenerek çizilmiş bir uçuş makinesi

آخذ آلة التصوير معي أينما ذهبت.

Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm.

آلة تصوير الرنين المغناطيسي ذات ملايين الدولارات

milyonlarca dolarlık MR makinesinin işlevini üstlenerek

كان هناك فيلم كنت أشاهده "آلة الزمن"

İzlediğim bir film vardı "Time Machine"

- سأعطيك هذه الكاميرا.
- سأعطيك آلة التصوير هذه.

Bu kamerayı size vereceğim.

تقريباً يحمل جميع السياح آلة تصوير معهم.

Neredeyse her turist yanında bir kamera taşır.

اشترى توم شرابا من آلة البيع الآلي.

Tom otomatik satış makinesinden bir içki satın aldı.

أو تحاول تعلم العزف على آلة موسيقية جديدة

ister yeni bir müzik aleti öğrenmeye çalışıyor olun,

ولكن هل تقول أنه إذا صنعت آلة الزمن؟

Fakat siz bir zaman makinesi yapsaydınız bunu söyler misiniz?

اختراع آلة الزمن لأن المرأة التي تحبها ماتت

Sevdiği kadın öldüğü için bir zaman makinesi icat ediyor

‫إنه بمثابة آلة قتل وزنها 135 كلغ.‬ ‫لم يرني.‬

140 kiloluk bir ölüm makinesi. Beni fark etmedi.

إنه أصغر من بوق آلة تصوير الرنين المغناطيسي الضخمة،

o devasa MR makinesinden küçük,

صعقته الكهرباء بينما كان يعزف على آلة القانون الكهربائية.

Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.

في الواقع ، يمكننا القول أنه لا يوجد آلة وقت الآن.

Aslında şu anda zaman makinesi diye bir şey yok diyebiliriz