Translation of "جيدًا" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "جيدًا" in a sentence and their turkish translations:

اعتنِ بنفسك جيدًا.

Kendinize iyi bakın.

لكنها تُنجز عملاً جيدًا.

iyi bir iş çıkarıyor.

لم يَنَمْ مايوكو جيدًا.

Mayuko yeteri kadar uyumadı.

احفظوا هذه الصورة جيدًا، فيينا.

Bu görüntüyü gözlerinizle izleyin, Viyana

ويخدمنا جيدًا من منظور تطوري.

ve evrimsel açıdan çok işe yaradı.

ولكن هذا ليس جيدًا للشركة

Ama bu şirket için pek de iyi değil,

كان ذلك جيدًا، أليس كذلك؟

İyi gibiydi, değil mi?

وفهمنا جيدًا ما هذه السحابة؟

yahu iyi anladık da bu bulut ney peki?

كما يقول. يبدو جيدًا أيضًا

Diyor gibi. Kulağa da hoş geliyor

‫وكان ذلك جيدًا في البداية.‬

İlk başlarda her şey yolundaydı.

‫كلتاهما ترى جيدًا في الضوء الصناعي.‬

İkisi de yapay ışıkta iyi görüyor.

هاني كان جيدًا جدًا في أمريكا

Hani çevresi Amerika'da çok iyiydi ya

رجاءً، اغسل يديك جيدًا قبل الأكل.

Lütfen yemekten önce ellerinizi uygun biçimde yıkayın.

الذين عاشوا في لندن، ويعرفون المدينة جيدًا،

ve nihayet , nihayet, nihayet

سيجهزون تجهيزًا جيدًا لنشر العِلم، والتقنية والابتكار.

Bilim, teknoloji ve yeniliği uygulamak için iyi donanımlı olacaklar.

لم يكن ذلك جيدًا للتواصل الفردي وحسب،

Bu sadece birebir iletişim için değil

الذي يعيق قدرتكم على القيام بعملكم جيدًا.

işinizi iyi yapabilmenizi engeller.

لو كان الجو جيدًا، سأذهب إلى الحديقة

Hava iyi olursa, parka giderim.

حتى أتذكر ما سألته جيدًا لمستشار أطروحتي قلت

Hatta şeyi sorduğumu çok iyi hatırlıyorum tez danışmanıma,

من المستحيل لذكر أبيض متعلم جيدًا أن يفهم

İyi eğitim almış, beyaz ırktan bir erkeğin

وبخلاف ذلك يبدو السائل حول المفصل جيدًا كذلك.

ama eklem çevresindeki sıvılar gayet iyi görünüyor.

كان أحدهما مصرفيًا جيدًا ، والآخر أصبح قائدًا للمافيا

birisi iyi bir bankacı olurken diğeri mafya lideri olmuştu

حاميته المتدرّبة جيدًا بالتوجه إلى مراكزهم على الجدران.

iyi eğitimli garnizona gitmesini emretti.

من الأفضل أن تكون مستمعًا جيدًا على أن تكون استعراضًا.

İyi bir dinleyici olmak iyi bir şovmen olmaktan yeğdir.

الأشخاص الذين لا ينامون جيدًا سيحاولون عادة النوم لفترة أطول.

Düşük kaliteli uykusu olan kişiler daha uzun süre uyumaya çalışırlar,

لقد قلت للتو أن الوضع المالي لأسرته ليس جيدًا لأنه

Az önce de söylemiştim ailesinin maddi durumu iyi değil çünkü

نحو الحدود الفرنسية ، تاركًا وراءه العديد من الحاميات المجهزة جيدًا.

Fransız sınırına geri çekilmekten başka seçeneği yoktu ve geride iyi tedarik edilmiş birkaç garnizon bıraktı.

ويطبق جيدًا، ويذهب ويخبر سبعة أشخاص، يكُن له ثواب كبير

anlar, uygular ve gider yedi kişiye anlatırsa büyük sevaptır

سرعان ما تميز بكونه فارسًا ومبارزًا جيدًا ، وكان رقيبًا كبيرًا في

katıldı . Kısa süre sonra kendisini iyi bir atlı ve eskrimci olarak ayırt etti

كانت مخاطر الرحلات الفضائية مفهومة جيدًا في وكالة ناسا ، لكن جريسوم ووايت وشافي لم

Uzay uçuşunun riskleri NASA'da iyi anlaşılmıştı, ancak Grissom, White ve Chaffee

وليس قيادة الجيش ، كما كان يعلم جيدًا. عندما ورث قيادة الجيش الإيطالي لفترة وجيزة عام 1797 ،

, personel işi ve idaresi içindi . 1797'de kısa bir süre İtalya Ordusu'nun komutasını devraldığında,