Examples of using "جالسة" in a sentence and their turkish translations:
bir sandalyede oturuyordu ama nefes nefeseydi --
Onun tüm kedileri arabanın üstünde oturuyorlar.
Leyla bir otobüs durağında oturuyordu.
Sinirden gülmeye başladım, oturup öylece yere baktım,