Examples of using "تربية" in a sentence and their turkish translations:
Sami çocuklarını Müslüman olarak büyütmek istiyordu.
hayvancılık, atık işleme, kömür ve petrol endüstrileri, böylece WWF çalışmaları
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
Okulun hiçbir kaynağı yoktu, bir spor salonu ve bir beden eğitimi hocası vardı.
Kaliforniya'da, bir çocuk yuvasında çalışmak için erken çocukluk eğitimi almanız gerekir.
Üç güzel çocuk yetiştirip doğru kadınla evlenmekle iyi iş başardın.