Translation of "تتطلب" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "تتطلب" in a sentence and their turkish translations:

والرأفة تتطلب شجاعة."

İyilik için de cesaret gerekir.''

لكن الخطوة الأولى تتطلب الشجاعة.

Ancak ilk aşama cesaret gerektiriyor.

حيث أن هذه الازمة تتطلب منكم النضوج.

kendinizi geliştirme sorumluluğunu yükler.

مناورة تتطلب درجة عالية من الدقة والمرونة،

bu manevrada çok iyi bir doğruluk ve esneklik lazım,

ياو ، تتطلب هذه الوظيفة أيضًا الهندسة والهندسة المعمارية

yahu bir kere bu iş mühendislik ve mimarlık da istiyor

لذا فإن مثل هذه المصادفة تتطلب حظًا هائلاً

Yani bu kadar rastlantı muazzam bir şans gerektiriyor

ولكن أولًا، الخدعة البلهاء التي تتطلب بعض العصيان على هذه الطاولة،

Öncelikle, masada bazı malzemelerin gerektiği, aptalca olan numara.

عين دافوت وزيرا للحرب وحاكما لباريس: أدوار حيوية تتطلب إداريا بارعا

Davout, Savaş Bakanı ve Paris valisi yapıldı: parlak ve sadık bir yönetici gerektiren hayati roller