Translation of "بي؛" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "بي؛" in a sentence and their turkish translations:

اهتم بي حقًا،

beni gerçekten umursayan

- هاتفني.
- اتصل بي.

Ara beni.

قال: ثق بي.

- O, "bana güven" dedi.
- "Bana güven." dedi.

اتصلت بي فتاة.

Bir kız beni aradı.

اتصل بي غداً.

Yarın beni ara.

أخبر زوجتك بي.

Karına benden bahset.

اتّصل سامي بي.

Sami beni aradı.

أنت تتلاعب بي.

Beni manipüle ediyorsun.

حاول التلاعب بي.

O beni manipüle etmeye çalıştı.

- لم لم تتّصل بي مسبّقا؟
- لم لم تتّصلوا بي مسبّقا؟
- لم لم تتّصلن بي مسبّقا؟

Neden beni daha önce aramadın?

- اتّصل بي حالما تجد توم.
- اتّصلي بي حالما تجدين توم.

Tom'u bulur bulmaz beni ara.

يجدر بي تصحيح الوضع.

Durumu düzelteceğim.

ارتطمت بي الرائحة أولًا.

Kokuyu hemen fark ettim.

وبيرلمان أعاد الإتصال بي.

Ve Perlman telefonuma geri döndü.

‫واندفعت نحوي،‬ ‫وأمسكت بي.‬

hızla yanıma geldi ve bana tutundu.

يريد توم اللقاء بي.

- Tom benimle tanışmak ister.
- Tom benimle görüşmek ister.
- Tom benimle buluşmak ister.

اتصلت بي بعد الظهر.

O, öğleden sonra beni aradı.

لا تحدّق بي هكذا!

Bana o biçimde bakma!

أو كما أحب أن أسميه "إير بي إن بي" للرعاية المنزلية.

veya benim dediğim şekliyle evde bakımın Airbnb'si.

إلا أنهم حدقوا بي فحسب.

sadece durup bana baktılar.

كان الأكثر تأثيرًا بي وقتها

O an beni en çok etkileyen şey,

عرف القدماء المصريون الرقم بي

eski mısırlılar pi sayısını biliyordu

ساعثر علي مكان خاص بي

Kendime ait bir yer bulacağım.

اتصل بي بيل ليلة أمس.

Bill dün gece beni aradı.

أريد منك أن تثق بي .

Bana güvenmeni istiyorum.

من فضلك إتّصل بي لاحقاً.

Daha sonra beni arayın.

أنت تهزأ بي,أليس كذلك؟

Benimle alay ediyorsun, değil mi?

لا تحاول أن تتلاعب بي.

Beni manipüle etmeye çalışma.

لا يمكن أن يُتلاعب بي.

Ben manipüle edilmem.

- بلغها أن تعاود الإتصال بي من فضلك.
- من فضلك أبلغها أن تتصل بي.

Lütfen ona beni tekrar aramasını söyle.

و خلقت حياة جميلة خاصة بي .

ve kendi güzel hayatımı oluşturdum.

و أعتنى بي وكأنه أخي الأكبر

bana ağabeyim gibi davranan biriydi.

اشتريت مباشرة لوح التزلج الخاص بي

hemen kendi kayağımı aldım

‫من "بي جي" إلى "هيلو 1":‬

BG'den Birinci Helikopter'e:

‫من "بي جي" إلى "هيلو 1".‬

BG'den Birinci Helikopter'e:

ماذا يمكن أن يفعله الفيروس بي

Bana virüs ne yapabilir ki

لا تقلق. يمكنك أن تثق بي.

Merak etme. Bana güvenebilirsin.

اتصل بي مرة أخرى خلال يومين.

İki gün içinde beni yeniden ara.

أرجو أن تتصل بي إن أردتني.

Eğer bana ihtiyacın olursa beni ara.

إنه أنا، جمال. اتصل بي مجددا.

Benim, Jamal. Beni geri ara.

لم أكن متاكدًا إلى أين يمضي بي هذا الطريق أو إلي أين تمضي بي حياتي.

bu yolun veya hayatın beni nereye götüreceğinden emin değildim.

علمت أنه يفترض بي أن أكون أمها.

Onun annesi olacağımı biliyordum.

لنعتبر الحُصين كوحدة الذاكرة يو إس بي

Hipokampüsü bir USB bellek gibi

بينما صدقت أنا بما ظنته هي بي،

sistemin hakkımda düşündüğü şeyi değiştiremezdim.

توجهت إلى اختبار أجهزة الاستشعار الخاصة بي

Ben de sensörlerimi test ettim,

اتصلت بي في وقت متأخر الليلة الماضية.

Dün gece çok geç saatlerde beni aradı.

من فضلك اتصل بي قبل أن تأتي.

Sen gelmeden önce lütfen bana telefon et.

إن كنت تبحث عن وظيفة، اتصل بي.

Bir iş arıyorsanız, beni arayın.

لم يكن يجدر بي أن أوظفه أبدا.

Onu asla işe almamalıydım.

احرص على أن تتصل بي صباح الغد.

Yarın sabah beni mutlaka ara.

اتصل بي توم مرات كثيرة الأسبوع الماضي.

Tom geçtiğimiz hafta beni defalarca aradı.

حين كان أحدهم يستهزىء بي لعدم مواصلة تعليمي

Okulu bıraktığım için biri benimle dalga geçtiğinde,

‫من "بي جي" إلى "هيلو 1":  أنا متوعك.‬

B.G.'den Birinci Helikopter'e: Kötü durumdayım.

‫مما يحدو بي للاعتقاد ‬ ‫أنها كانت سراباً بالتأكيد.‬

Bu da bana kesinlikle bir serap olduğunu düşündürüyor.

يقول هذه موجودة في قاعدة البيانات الخاصة بي

bunlar benim veri tabanımda var diyor

وانتهى بي الأمر مع صفقة تطوير في ديزني.

İsteğim Disney'de geliştirme anlaşmasıyla neticelendi.

الالماني وبنك جي بي مورجان واختصت بمجال الاندماج

Bank gibi prestijli Avrupa ülkelerinde çalışmasını sağladı

هل اتصل بي أحد عندما كنت في الخارج؟

Ben dışardayken beni herhangi biri aradı mı?

- اتصل علي حين ترجع.
- إتصل بي حين ترجع.

Döndüğünde beni telefonla ara.

تحتاج أن تعرف قليلًا عن الماضي الخاص بي.

benim geçmişimi biraz bilmelisiniz.

يجدر بي البدء بمغازلة مستوى أرقى من النساء

Benimle bir Boeing 747 uçağının tuvaletinde seks yapmak istemeyen,

التي زرعت بي وأنا أكبر عن التفرقة بين الجنسين،

bilgileri zihnimden silmeye çalışıyorum.

يذكرني الأمر بالسلالم التي صممتها لعرض بي وي هيرمان.

Pee-Wee Herman için yaptığım merdivenleri hatırlattı.

وانتهى بي المطاف في مكان ما في شرق المدينة

ve şehrin doğusunda bir yerde indim,

- أظن بأن توم يحبني.
- أظن بأن توم معجب بي.

Sanırım Tom beni seviyor.

هتف الصائب: "أنت الخبر الأول في بي بي سي، يا ديما!". "يقولون أنك عاشرت 25 رجلًا ثم قتلتهم! كيف فعلت هذا؟!"

"Yüzün BBC'nin her yerinde, Dima!"Al-Sayip bağırdı. "Onlar 25 adamla uyuduğunu va sonra onları öldürdüğünü söylüyorlar! Allah'ın belası bunu nasıl yaptın!

للتغلب على كل الأشياء التي قال الناس أنها خطأ بي.

sorunları aşmak için çalışabileceğim en sıkı şekilde çalıştım.

استخدام حساب Google الخاص بي عند تسجيل الدخول إلى Zoom

eğer Zoom a giriş yaparken Google hesabımı kullan Face hesabımı kulan dediğinizde

أنه لا يهم كيف كان دار الأيتام الخاص بي جيدا،

yetimhanem her ne kadar güzel olsa da

وإحدى الطرق التي نتعامل بها مع هذا في مركز النوم الخاص بي،

Uyku merkezimde bunu inceliyoruz,

‫ولفّتها حول نفسها كعباءة فريدة‬ ‫ثم بدأت تحدّق بي من تلك الفتحة الصغيرة.‬

etrafına sararak olağanüstü bir pelerin oluşturdu ve aradaki küçük boşluktan bana baktı.

إن أتيت إلى مدينة ريو، فلا تنسَ أن تتّصل بي كي أكون مرشدك.

Rio'ya gelirsen rehberin olmam için beni aramayı unutma.

- لم يكن سامي يحبّني.
- لم أنل إعجاب سامي.
- لم يكن سامي معجبا بي.

Sami benden hoşlanmadı.

‫الخيار الثاني هو أن أستخدم الحبل الخاص بي،‬ ‫وأن أربطه وأهبط من الجرف باستخدامه.‬

Diğer seçenekse kendi halatımı kullanmak. Onu bağlayıp yamaçtan aşağı inebilirim.

وقد كان هذا البرنامج يواجه صعوبات عندما كان يُعرض فقط على البي بي سي.

Üstelik BBC'deyken sallantıda olan bir diziydi.