Examples of using "الغابة" in a sentence and their turkish translations:
Ama ormandaki nem, bu kayalıkları çok kayganlaştırıyor.
Bakın, orman bizi bu büyük açıklığa getirdi.
Bu orangutanlar için yeterince iyiyse benim için de iyidir.
Ya çürüyen etin bir kısmını alıp ormanda tuzak kurar
Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.
Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.
Habitatları olmadan, orangutan nüfusu başka bir yerde hayatta kalıp büyüyemez.
Sonra mahallenin muhtarı, davetsiz misafirleri bölgesinden çıkarmaya karar verdi ve kovalama başladı.
orangutan da yok edilen doğal ortamında hayatta kalmaya çalıştığı için kendini savunabiliyor.