Examples of using "الصحف" in a sentence and their turkish translations:
O, gazete okumayı sever.
Ve akademik dergiler, bir makalenin
sonra gazetelerde şu manşeti görüyorsunuz
kadınlara özel gazete bile basabilmişlerdi aslında
Birden gazetelerde şu manşet atıldı
Bütün gazetelerde manşet; Bayhan Katil.
ABD gazeteleri daha darbe olmadan önce
akademik ve pratik yolu planlıyordu bir anda ülkenin başkanı olana kadar
Ama bu adamın ülkesinde benim manşet olmamam gerekiyordu.
tatillerimde çalıştığım için Türkiye’de manşet oldum.