Translation of "الجريمة" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "الجريمة" in a sentence and their turkish translations:

شهد حصول الجريمة.

- O cinayete tanıklık etti.
- Cinayete şahit oldu.

لم يرتكب بيل الجريمة.

Bill suçu işlemedi.

كان بريئاً من الجريمة.

O, suçtan masumdu.

الشرطة انطلقت لتحل الجريمة

Polis, suçu çözmeye koyuldu.

الجريمة والعصابات بدأت أن تتخللها.

Suç ve gangsterlik modaydı.

هل هي الجريمة في نسائنا؟

Suç kadınımızda mı peki

إنها كانت في موقع الجريمة.

O, suç mahallindeydi.

حاول سامي تنظيف ساحة الجريمة.

- Sami suç mahallini temizlemeye çalıştı.
- Sami olay yerini temizlemeye çalıştı.

أن الجريمة والمخدرات تأتي من المكسيك

suç ve uyuşturucunun Meksika'dan geldiğini

كان سامي هو من ارتكب الجريمة.

- Sami suçluydu.
- Sami faildi.

تبنت الجريمة و بدأوا في بيعها للربح.

suçu benimsedi ve onu çıkar için sattı.

رمى سامي الملابس التي استداها أثناء الجريمة.

Sami, suç sırasında giydiği kıyafetleri attı.

معدل الجريمة تجاوز الدول الأكثر خطورة في العالم

Ayrıca ülkedeki cinayet oranı, dünyanın en tehlikeli şehirlerini bile geride bıraktı.

تمّ العثور على شعر سامي في ساحة الجريمة.

Sami'nin saçı suç mahallinde bulundu.

انضمّ شركاء سامي في الجريمة إليه في السّجن.

Sami'nin suç ortakları da hapishanede ona katıldı.

تسبّب الكساد الكبير في زيادة حادّة في معدّل الجريمة.

Büyük Buhran, suçta büyük bir artışa neden oldu.

كانت الشّرطة تعتقد أن ليلى كانت متورّطة في الجريمة بشكل ما.

Polis, Leyla'nın cinayete bir şekilde karıştığına inanıyordu.

لذا ، باختصار ، بينما يجب على الرجل أن يسيطر على نفسه ، يتم تحميل الجريمة على المرأة.

Yani aslında kısacası erkek kendine hakim olması gerekirken suç kadına yükleniyor