Examples of using "الأقراص" in a sentence and their turkish translations:
- Şu ilaçları iç.
- Bu hapları al.
- Bu hapları yut.
Neden bütün bu hapları yuttun?
Walkman'e, taşınabilir CD çalara,
Senin sahip olduğunun dört katı daha fazla CD'lerim var.
Sami zehirli hapları ezip onları meyve suyunda eritti.
Sami düzinelerce hap ve bir şişe tekila yuttu.
Kimse 100 yıl diskleri göndereceğimizi düşünmedi.
Saldırının maddi kaynaklarının bir kısmı ABD'deki korsan müziktendi.