Translation of "Tavuk" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Tavuk" in a sentence and their spanish translations:

Tavuk severim.

Me gusta el pollo.

Tavuk, Lütfen.

Pollo, por favor.

Tavuk gıdaklıyor.

La gallina está cacareando.

Tavuk çiğ.

El pollo está crudo.

Tavuk kuruydu.

El pollo estaba seco.

- Tavuk eti bu.
- O bir tavuk eti.

Eso es carne de gallina.

''Tavuk biryaniyi seviyorum.''

"Me encanta el pollo biryani".

''Tavuk siyahi miydi?

"Oh, ¿era una gallina negra?

O tavuk aldı.

Ella compró pollo.

O tavuk yakaladı.

Él atrapó a la gallina.

Tavuk eti bu.

Esa es una gallina.

Tavuk nugget yedim.

Comí deditos de pollo.

Tavuk eti yiyemem.

No puedo comer pollo.

Tavuk çorbasını severim.

Quisiera sopa de pollo.

Tavuk çorban harika.

Su sopa de pollo es genial.

Kafasız tavuk gibi.

Como pollo sin cabeza.

Tavuk yakalamak zordu.

Fue difícil atrapar la gallina.

Tavuk bir yumurta yumurtladı.

La gallina ha puesto un huevo.

Tavuk beş yumurta yumurtladı.

La gallina puso cinco huevos.

Evimde üç tavuk var.

Yo tengo tres pollos en mi casa.

Bu bir tavuk yumurtasıdır.

Este es un huevo de gallina.

Mary tavuk lapası yiyor.

Mary está comiendo atole con pollo.

Yarım tavuk ister misin?

¿Quiere usted medio pollo?

Tabi tavuk gübresini biliyorsun.

por supuesto que sabes todo sobre abono de gallina.

Bir tavuk satın aldı.

Ella compró un pollo.

Ben tavuk derisi yemem.

No me como el cuero del pollo.

- Biz biraz tavuk çorbası yedik.
- Biz biraz tavuk çorbası içtik.

Comimos un poco de sopa de pollo.

Bizde tavuk besliyoruz inek besliyoruz

alimentamos pollos, alimentamos vacas

O, lezzetli bir tavuk kızartıyor.

Él está asando un pollo sabroso.

Sağ ol, Mike. Tavuk sevmem.

Gracias, Mike. No me gusta el pollo.

Sık sık tavuk eti yerim.

Como pollo con frecuencia.

Köpekleri tavuk kemikleri ile beslememelisin.

No debéis darles de comer a los perros los huesos de pollo.

Bu gece tavuk pişirmek istiyorum.

Me gustaría cocinar pollo hoy a la noche.

O bir tavuk satın aldı.

Ella ha comprado un pollo.

Aklıma gezen tavuk gibi şeyler geliyor.

pienso en gallinas sin jaula o algo así.

Tavuk bu sabah bir yumurta yumurtladı.

La gallina ha puesto un huevo esta mañana.

Bir kilo tavuk kanadı alabilir miyim?

¿Me puede dar un kilo de alas de pollo, por favor?

Biz, öğleyin pizza ve tavuk yedik.

Hemos comido pizza y pollo al mediodía.

Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.

Papá usa el fuego para asar un pollo.

Kızarmış tavuk bu gece menüde mi?

¿Está el pollo asado en el menú esta noche?

Balık mı tavuk mu tercih edersin?

¿Prefieres pescado o pollo?

- Hangisi önce geldi: tavuk mu yoksa yumurta mı?
- Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?

¿Qué fue primero, el huevo o la gallina?

Tavuk civcivlerini çıkarana kadar yumurtalarının üstünde oturur.

La gallina se sienta sobre sus huevos hasta que eclosionan.

Hayır, vejeteryanlar tavuk ya da balık yemez.

No, los vegetarianos no comen ni pollo ni pescado.

Bir kilo tavuk göğsü alabilir miyim lütfen?

¿Me puede dar un kilo de pechuga de pollo, por favor?

Yarım kilo tavuk budu alabilir miyim, lütfen?

¿Me puede dar medio kilo de muslos de pollo, por favor?

Siyah bir tavuk bile beyaz yumurtalar yumurtlar.

Incluso una gallina negra pone huevos blancos.

Ya da biri ''Tavuk neden karşıdan karşıya geçmiş?"

O si me dijeran: "Janet, tengo un chiste para ti:

Fırında kızartılmış tavuk, benim en sevdiğim yemeklerden biridir.

El pollo asado es uno de mis platos favoritos.

Bu tavuk her hafta kaç tane yumurta yumurtluyor?

¿Cuántos huevos pone esta gallina por semana?

Yaşlı adamın köpeğini tavuk kemiği ile beslediğini gördüm.

Vi al anciano alimentar a su perro con huesos de pollo.

Bir zamanlar bir tavuk vardı, onun bir gözlemesi vardı.

Había una vez un pollo que tenía una tostada.

İkinci tabakta nohut, tavuk, et, sosis ve patates var.

El segundo plato lleva garbanzos, pollo, carne, chorizo y patatas.

Kümeste yaklaşık yetmiş tavuk ama sadece bir horoz var.

Hay aproximadamente setenta gallinas en el gallinero, pero solo un gallo.

- Tavuk eti beyazdır, halbuki bir öküzünkü kırmızıdır.
- Dana eti kırmızıyken tavuğunki beyazdır.

La carne de pollo es blanca y la de buey es roja.

Hiç insan yiyen bir kaplan gördünüz mü? Hayır, ama ben tavuk yiyen insan gördüm.

¿Has visto alguna vez un tigre devorador de hombres? No, pero he visto a un hombre devorador de pollo.