Translation of "Müzisyen" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Müzisyen" in a sentence and their spanish translations:

- Bir müzisyen misiniz?
- Bir müzisyen misin?

¿Eres músico?

Tom bir müzisyen.

Tom es un músico.

- Tom bir parça müzisyen.
- Tom müzisyen gibi bir şey.

Tom tiene algo de músico.

O iyi bir müzisyen.

Es un buen músico.

Ailemdeki ilk müzisyen benim.

Yo soy el primer músico en mi familia.

Bir müzisyen olmak isterim.

- Quiero ser músico.
- Quiero llegar a ser músico.

En sevdiğin müzisyen kimdir?

¿Quién es tu músico preferido?

Büyüyüp ünlü bir müzisyen oldu.

Ella se convirtió en una música famosa cuando se hizo adulta.

Bir müzisyen olarak kendini kanıtladı.

Él se ha establecido como músico.

Yaşamdaki amacı bir müzisyen olmaktı.

Su meta en la vida era convertirse en músico.

O büyük bir müzisyen oldu.

Se convirtió en un gran músico.

Tom profesyonel bir müzisyen değil.

Tomás no es un músico profesional.

Tom tanıdığım en iyi müzisyen.

Tom es el mejor artista que conozco.

On iki müzisyen bir topluluk oluşturdu.

Doce músicos constituyen la sociedad.

Onun müzisyen olan üç oğlu vardır.

Tiene tres hijos que se volvieron músicos.

Onun ünlü bir müzisyen olduğunu biliyorum.

Sé que él es un famoso músico.

Onun gençken bir müzisyen olduğunu söylüyorlar.

Dicen que era un músico cuando era joven.

Tom'un sadece bir müzisyen olduğunu düşündüm.

Pensé que Tom era solo un músico.

O, bir müzisyen olmakla gurur duyuyor.

- Está orgulloso de ser músico.
- Él está orgulloso de ser un músico.

Tom profesyonel bir müzisyen olmak istemiyor.

Tom no quiere ser músico profesional.

Eğer tekrar yaşasam bir müzisyen olmak isterim.

Si yo pudiera vivir de nuevo, me gustaría ser un músico.

Tom gerçekten profesyonel bir müzisyen olmak istemedi.

Tom en realidad nunca quiso convertirse en músico profesional.

Tom, gelecek vaat eden genç bir müzisyen.

Tom es un prometedor músico joven.

Tekrar yaşam olabilirse bir müzisyen olmak isterim.

Si yo pudiera vivir de nuevo, me gustaría ser un músico.

Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.

Ningún músico hubiera pensado en tocar esa música en el funeral.

Tom tam bir müzisyen olan komşusundan dolayı müzikle ilgileniyordu.

Tom se interesó por la música porque su vecino tenía harto de músico.

Müzisyen hem Japonya hem de Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük ilgi görüyor.

El músico disfruta de mucha popularidad tanto en Japón como en Estados Unidos.

Onun görüşüne göre, o şu ana kadar gördüğü en iyi müzisyen.

Según su opinión, él es el mejor músico que ella haya visto.