Translation of "Izler" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Izler" in a sentence and their spanish translations:

TV izler misin?

¿Ves la tele?

Tom, Mary'yi izler.

Tom observa a Mary.

- Çoğu zaman televizyon izler.
- Sık sık televizyon izler.

Ve televisión a menudo.

Tom sürekli TV izler.

Tom ve la tele a todas horas.

İzler zar zor görülebilir.

Las cicatrices son casi invisibles.

O, geceleyin televizyon izler.

Ella ve la televisión por la noche.

Erkek kardeşim TV izler.

Mi hermano ve la televisión.

O bazen tv izler.

Él ve televisión a veces.

Onlar TV izler mi?

¿Ven la televisión?

- Sovyet Rusya'sında, televizyon izleyiciyi izler!
- Sovyet Rusya'sında, televizyon seyirciyi izler!

En la Rusia soviética, ¡la televisión observa a la audiencia!

Burada biraz izler karışmış sanki

como si algunos rastros se mezclan aquí

Ulaşımda ise kimyasal izler bırakıyorlar

En el transporte, dejan rastros químicos.

O her gün televizyon izler.

Él ve la televisión todos los días.

Annem gece nadiren televizyon izler.

Mi madre rara vez ve televisión de noche.

Küçük erkek kardeşim TV izler.

- Mi hermano pequeño está viendo la televisión.
- Mi hermano menor mira la televisión.
- Mi hermanito ve la televisión.

Akşam yemeğinden sonra televizyon izler.

Ve la televisión después de cenar.

Nereye gitsem köpeğim beni izler.

Mi perro me sigue adondequiera que vaya.

O her gece televizyon izler.

Él mira la tele todas las noches.

Ders çalışmadan önce televizyon izler.

Mira la televisión antes de estudiar.

Tom ve Jerry'i izler misin?

¿Mirás "Tom y Jerry"?

Atlar oldukça belirgin izler bıraktılar.

Los caballos dejaron un rastro muy visible.

Ne zaman gitsem, köpeğim beni izler.

Mi perro me sigue cada vez que me muevo.

Her nereye gitsem köpek beni izler.

El perro me sigue a dondequiera que vaya.

O her gün televizyon izler mi?

¿Él ve la televisión todos los días?

Tom sıkı bir vegan diyeti izler.

Tom sigue una dieta vegana estricta.

Ama en azından takip edebileceğimiz izler var.

Pero tenemos rastros que seguir.

Arkadan gelenler de yalnız, kimyasal izler bırakıyorlar

los que vienen de atrás también dejan huellas químicas

Erkek kardeşi her nereye gitse onu izler.

Ella sigue a su hermano adondequiera que vaya.

Tom günde en az bir film izler.

Tom mira al menos una película al día.

Genç erkekler oynar ve yaşlı erkekler izler.

Los hombres jóvenes juegan y los hombres mayores los miran.

- Kız kardeşim televizyon izliyor.
- Kız kardeşim televizyon izler.

Mi hermana ve la televisión.

Orada büyük bir avcının bulunduğuna dair kesin izler var.

Bueno, hay señales de que hubo depredadores aquí.

Orta yaşta bir genç her gün ne kadar televizyon izler?

¿Cuánto tiempo pasa de media un adolescente viendo la tele cada día?

O, filmleri çok sevdiği için, izleyebildiği kadar çok sayıda film izler.

Como está loco por las películas, ve tantas como puede.