Translation of "Gerçekleri" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Gerçekleri" in a sentence and their spanish translations:

Gerçekleri karşılaştırın.

Compara los hechos.

- O, gerçekleri yalanladı.
- O, gerçekleri inkar etti.
- O, gerçekleri reddetti.

- Él negó los hechos.
- Negó los hechos.

Değerler gerçekleri yer

Los valores se comen los hechos,

O, gerçekleri bilebilir.

Puede que ella conozca los hechos.

Tom gerçekleri kabullenemiyor.

Tom no puede aceptar la verdad.

Gerçekleri bilmek istiyoruz.

Queremos saber los hechos.

Sadece gerçekleri istiyorum.

Solo quiero hechos.

Gerçekleri bilmek istiyorum.

Quiero conocer los hechos.

Gerçekleri kabul et.

Acepta los hechos

Birileri gerçekleri anlatmayacak mı?

¿Alguien no dirá la verdad?

Gerçekleri bilseydi, kazadan kaçınılabilirdi.

Si él hubiera conocido los hechos, el accidente se podría haber evitado.

Gerçekleri görmezden gelmek istemiyoruz.

No queremos ignorar hechos.

Gerçekleri bana söylemeni istiyorum.

Me gustaría que me digas la verdad.

Şimdi bütün gerçekleri biliyorsun.

Ahora conoces toda la verdad.

Gerçekleri göz önünde bulundurun.

Considerá los hechos.

Aşağısı: ABD göçmenlik sistemi gerçekleri.

Abajo: la realidad del sistema de inmigración de EE. UU.

Sonra gerçekleri konuştuğum zamanları düşünüyorum.

Y pienso en los momentos en que tengo que decir la verdad.

Yalan söylemeliydim ama gerçekleri söyledim.

Debería haber mentido, pero le dije la verdad.

Birçok önemli gerçekleri gözden kaçırdık.

Hemos pasado por alto muchos puntos importantes.

Gelin birazda gerçekleri konuşalım o zaman

Hablemos un poco de los hechos entonces

öğrencilerin yaşadıklarıyla gerçekleri daha iyi anlamamızı sağlıyor.

a comprender mejor las realidades que atraviesan sus estudiantes.

Bu yüzden birilerinin bize gerçekleri anlatması gerek

Entonces alguien necesita contarnos los hechos

Görüşleri ve gerçekleri aynı şey olarak görmeyin.

No tomes opiniones y hechos como la misma cosa.

Ona gerçekleri söylemedim çünkü duygularını yaralamaktan korktum.

No le dije la verdad por miedo a herir sus sentimientos.

O okul sistemi içinde gerçekleri öğrenmenin ne anlamı var ki?

claramente no significan nada para nuestros políticos y nuestra sociedad.

Gerçekleri kontrol etmenin üzerinde çok daha fazla durulmasına yol açtı.

ha provocado una gran necesidad de corroborar los hechos.

- Sadece gerçekleri söylüyorum.
- Yalnızca olanı söylüyorum.
- Sadece doğruları konuşuyorum.
- Gerçeği anlatıyorum sadece.

Solo estoy diciendo la verdad.

- Onun gerçeğe dönük alerjisi var.
- Onun gerçeğe alerjisi var.
- O, gerçekleri duymaktan korkar.

Él es alérgico a la verdad.

En temel gerçekleri bile kavrayamayan ve bunu fark edemeyecek kadar cahil insanlara hiçbir zaman ne diyeceğimi bilmiyorum.

Nunca sé qué decir a las personas que no tienen un mínimo de conocimientos básicos y son tan ignorantes que no se dan cuenta de ello.