Translation of "Dinle" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Dinle" in a sentence and their spanish translations:

Dinle!

- ¡Escuchá!
- ¡Escuchad!
- ¡Escucha!
- ¡Escuchame!
- ¡Escuche!
- ¡Escuchen!

Dinle...

Escucha...

Şunu dinle!

¡Escucha esto!

Dinle, oğlum!

¡Escucha, hijo mío!

Beni dinle!

- ¡Escuchame!
- ¡Escúchame!

Tom'u dinle.

Escucha a Tom.

Beni dinle.

Escúchame.

Şarkıyı dinle!

¡Escucha la canción!

Anneni dinle.

¡Escucha a tu madre!

Dikkatlice dinle.

- Escucha con atención.
- Escuchen con cuidado.

Hey, dinle!

¡Che, escuchen!

Dinle millet!

¡Todo el mundo, escuchad!

Anneni dinle!

¡Escucha a tu madre!

Kalbini dinle.

Escucha a tu corazón.

Radyoyu dinle.

Escucha la radio.

- Kapa çeneni de dinle.
- Kapa çeneni ve dinle.
- Sus ve dinle.

- ¡Calla y escucha!
- Cállate y escucha.

Tanrım, beni dinle!

¡Dios, escúchame!

Beni dinle lütfen.

- Escúchame, por favor.
- Escúcheme, por favor.

Beni iyi dinle.

- Escuchame bien.
- Escúchame bien.

Beni dinle, lütfen?

Escúchame, ¿quieres?

Şimdi dikkatle dinle.

Ahora escuchá atentamente.

Dinle ve öğren.

Escuchá y aprendé.

Dinle, gitmek zorundayım.

Mirá, me tengo que ir.

Sadece beni dinle.

- Limítate a escucharme.
- Escúchame y punto.

Eğer istersen dinle.

Escucha si quieres.

Lütfen tavsiyemi dinle.

Por favor siga mi consejo.

Dinle, ne biliyorsun?

Oye, ¿sabes una cosa?

Beni dikkatlice dinle.

- Escuchame bien.
- Escúchame bien.

Karını dinle Tom.

Tom, escucha a tu mujer.

Söylediğimi dikkatlice dinle.

Escucha atentamente lo que digo.

Hey, beni dinle.

Oye, escúchame.

Hey, bunu dinle.

Che, escuchá esto.

İstediğin kadar dinle.

Escuchad cuanto queráis.

Dedim ki "Dinle yabancı"

Dije: "Escucha, extraña,

Lütfen söylediğimi dikkatlice dinle.

- Oye bien lo que digo.
- Escucha bien lo que digo.

Kapa çeneni de dinle!

¡Calla y escucha!

Lütfen çok dikkatli dinle.

Por favor, escucha con cuidado.

Konuşmayı bırak ve dinle.

Deja de hablar y escucha.

Onun nasıl horladığını dinle.

Escucha como ronca.

Sana söyleyeceğimi dikkatle dinle.

Fíjese bien en lo que le digo.

- Beni dinle!
- Beni dinleyin!

- ¡Escúchenme!
- ¡Escúcheme!
- ¡Escuchadme!

Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.

¡Escucha! Están tocando mi música favorita.

- Dinle ve bir şey öğrenebilirsin.
- Dinle ki bir şey öğrenebilesin.

Escucha y puede que aprendas algo.

Sakin ol ve beni dinle.

Cálmate y escúchame.

Dinle, o ne dediğini bilmiyor.

Escucha, él no sabe lo que dice.

Dinle, o ne söylediğini bilmiyor.

Escucha, no sabe lo que dice.

Bana bak ve beni dinle.

Mírame y escúchame.

Söylemek zorunda olduğum şeyi dinle.

Escucha lo que tengo que decir.

Yakından dinle ve kesintiye uğratma.

Escucha con atención y no interrumpas.

Bu müziği dinle ve rahatla.

Escuche esta música y relájese.

- Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab, tek Rab'dir.
- Dinle İsrail! Rab Tanrımızdır; Rab birdir.

¡Escucha, Israel! ¡El Señor, nuestro Dios, el Señor es uno!

- Lütfen dinle.
- Lütfen dinleyin.
- Lütfen dinleyiniz.

- Por favor escucha.
- Por favor escuche.
- Por favor escuchen.
- Por favor escuchá.

Lütfen söylemek zorunda olduğum şeyi dinle.

Por favor, escucha lo que tengo que decir.

Beni çok dikkatli dinle, tamam mı?

Escúchame con atención, ¿vale?

- Benim tavsiyemi izleyin.
- Sözümü dinle.
- Tavsiyeme uy.

Sigue mi consejo.

Dikkatlice dinle ve yapmanı söylediğim şeyi yap.

Escucha atentamente y haz lo que te diga.

- Karını dinle Tom.
- Karına kulak ver Tom.

Tom, escucha a tu mujer.

Dinle, yabancı. Savaş teklif ettiğimiz tek takas.

Escucha, forastero. La guerra es el único intercambio que ofrecemos.

- Sadece kalbini izle.
- Sadece yüreğinin sesini dinle.
- Yalnızca yüreğinin sesine kulak ver.
- Sadece kalbinin sesini dinle.

Solo sigue a tu corazón.

Dikkatlice dinle ve tam olarak sana söylediğimi yap.

Escúchame atentamente y haz exactamente lo que te diga.

Ben konuşurken lütfen sessiz ol ve beni dinle.

Cuando hable, ¡cállate y escucha!

Çok az zamanımız var, bu yüzden dikkatlice dinle.

¡Tenemos muy poco tiempo, así que escúchame bien!

Bir kadın seninle konuşurken, gözleriyle ne dediğini dinle.

Cuando una mujer te esté hablando, escucha lo que diga con los ojos.

- Bir süre kalıp dinleyin!
- Bir süre kal ve dinle.

Quédate un rato y escucha.

Beni dikkatlice dinle ve gerçekten ne demek istediğimi anlayacaksın.

Escúchame con atención, y entenderás lo que en realidad trato de decir.

Albümü tekrar dinle ve daha sonra ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bana söyle.

Escucha otra vez el disco y luego dime si te gusta.

Ben bunu sadece bir kez söyleyeceğim, bu yüzden daha iyi dinle.

Solo voy a decir esto una vez, así que más vale que escuches.

Sen bir ağzın ve iki kulağın var, bu yüzden daha çok dinle ve daha az konuş.

Tenés una boca y dos orejas, así que escuchá más y hablá menos.

- Şimdi iyi dinleyin, bu benim son sözlerim olabilir.
- Şimdi iyi dinle, bu benim son sözlerim olabilir.

Escúchenme bien, estas podrían ser mis últimas palabras.