Translation of "Cüzdanını" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Cüzdanını" in a sentence and their spanish translations:

Cüzdanını kaybetme.

No pierdas tu bolsa.

Cüzdanını getir.

- Trae tu billetera.
- Trae tu cartera.
- Traiga su billetera.
- Traiga su cartera.

Tom cüzdanını arıyor.

Tom busca su monedero.

Cüzdanını ortadan kaldır.

Guarda la billetera.

O, cüzdanını çaldırdı.

Le robaron la cartera.

Tom cüzdanını kaybetti.

Tom perdió su billetera.

Tom cüzdanını kaybettiğinde şanssızdı.

Cuando Tom perdió la billetera, andaba sin suerte.

Neden cüzdanını çalayım ki?

¿Por qué robaría yo tu billetera?

Isıtıcının üstüne cüzdanını koyma.

No pongas la cartera encima del calentador.

Ben senin cüzdanını çalmadım.

Yo no robé tu billetera.

Onlar trende cüzdanını çaldılar.

Le robaron la billetera en el tren.

Cüzdanını evde bıraktığını söyledi.

- Dijo que se había dejado la cartera en casa.
- Dijo que había dejado su billetera en casa.

Tom trende cüzdanını çaldırdı.

A Tom le robaron su billetera en el tren.

O, çalınan cüzdanını kurtardı.

Él recuperó su billetera robada.

Tom evde cüzdanını bıraktı.

Tom se dejó la cartera en casa.

- Tom cüzdanını şifoniyerin üstüne koydu.
- Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu.

- Tom puso su billetera sobre el velador.
- Tom puso su billetera encima de la cómoda.

Cüzdanını çalan o değil miydi?

¿Acaso no fue él quien te robó la billetera?

Tom cüzdanını masanın üstüne koydu.

- Tom colocó su billetera sobre la mesa.
- Tom puso su billetera sobre la mesa.
- Tom puso la billetera sobre la mesa.

Onlar trende onun cüzdanını çaldılar.

Le robaron la billetera en el tren.

Onlar trende senin cüzdanını çaldılar.

Le robaron la billetera en el tren.

Tom cüzdanını kaybettiğini fark etti.

Tom se dio cuenta de que había perdido su billetera.

Tom cüzdanını nereye koyduğunu hatırlamıyor.

Tom no puede recordar dónde puso su billetera.

Cüzdanını arabamın arka koltuğunda buldum.

Encontré tu cartera en el asiento trasero de mi coche.

Tom cüzdanını çıkardı ve faturayı ödedi.

Tom sacó la billetera y pagó la cuenta.

Tom cüzdanını araba koltuğunun altına koydu.

Tom puso su billetera abajo del asiento del auto.

O iç ceket cebinden cüzdanını çıkardı.

Él se sacó la cartera del bolsillo interior de su chaqueta.

Taro'nun acelesi vardı ve cüzdanını geride bıraktı.

Taro tenía prisa y se olvidó su cartera.

- O, kendi cüzdanını kaybetti.
- O, çantasını kaybetti.

Ella perdió el monedero.

O cüzdanını düşürdü ve şimdi o benim.

A él se le cayó su billetera, y ahora es mía.

Babam cüzdanını çıkarıp bana 10 dolar verdi.

Mi padre sacó la billetera y me dio diez dólares.

Lütfen bana nüfus cüzdanını ya da pasaportunu göster!

¡Muéstreme su identificación o su pasaporte, por favor!

Tom kaç parası olduğunu görmek için cüzdanını kontrol etti.

Tom revisó su billetera para comprobar cuánto dinero tenía.

O, Tom'un dikkatini dağıtırken onun erkek arkadaşı onun cüzdanını çaldı.

Mientras ella distraía a Tom, su novio le robó la billetera.

Cüzdanını sokakta kaybetti. İçinde hiç para yoktu, ancak bütün belgeleri onun içindeydi.

Él perdió la billetera en la calle. No contenía dinero, pero todos sus documentos estaban ahí.