Translation of "Birliği" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Birliği" in a sentence and their spanish translations:

Sovyetler Birliği yıkıldı

Unión Soviética se derrumbó

Amerika ve Sovyetler Birliği

América y la Unión Soviética

İş birliği yapmaktan mutluyum.

Estoy feliz de cooperar.

Çok yaşa Sovyetler Birliği!

¡Viva la Unión Soviética!

Ermenistan, Avrupa Birliği üyesi mi?

¿Armenia es miembro de la Unión Europea?

Avrupa Birliği vatandaşları için ücretsizdir.

Es gratuito para los ciudadanos de la Unión Europea.

O, parti birliği hakkında konuştu.

Él habló de la unidad del partido.

Sovyetler Birliği 1991 yılında dağılmıştır.

La Unión Soviética se disolvió en 1991.

çoğunluğu Avrupa Birliği tarafından finanse edildi.

que fue financiada principalmente por la Unión Europea.

Öğrenci birliği yeni kurallara karşı çıkıyor.

El cuerpo estudiantil está en contra de las nuevas normas.

Önerge oy birliği ile kabul edildi.

La moción fue aprobada por unanimidad.

Oylama oy birliği ile kabul edildi.

La votación es unánime.

Ülkemin Avrupa Birliği üyesi olmasını istemiyorum.

No quiero que mi país se haga miembro de la Unión Europea.

- "SSCB" " Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği" anlamına gelir.
- S.S.C.B. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği anlamına gelir.

- U.R.S.S. significa Unión de Repúblicas Socialistas Soviéticas.
- "URSS" significa "Unión de Repúblicas Socialistas Soviéticas".

Birlikte var olabildiğimiz ve iş birliği yapabildiğimiz

Estamos tratando de construir este mundo humano-robot

Davout'un dev birliği, Napolyon'un işgalinin mızrak ucuydu.

El cuerpo gigante de Davout fue la punta de lanza de la invasión de Napoleón.

Öyle adamlarla iş birliği yapmasan iyi olur.

- No te deberías asociar con hombres así.
- Sería mejor que no te juntaras con hombres así.

. Ney'in birliği Austerlitz Savaşı'nı kaçırdı, ancak ertesi yıl

El cuerpo de Ney se perdió la batalla de Austerlitz, pero estuvo en acción contra los prusianos

Tom,Avrupa ile Avrupa Birliği arasındaki farkı bilmiyor.

Tom no sabe la diferencia entre Europa y la Unión Europea.

Bunun sonucu olarak da daha çok iş birliği yapacaklar.

y como resultado, acabarán colaborando cada vez más.

Küçük paralı asker birliği ile birilikte saldırı için kullanıyor.

el vacío del poder militar dejado por los ejércitos decimados y marcha hacia Valaquia al frente de

O yıllarda hiç görülmemiş bir adım attı Sovyetler Birliği

La Unión Soviética dio un paso nunca antes visto

Topoğrafya Mühendisleri'nde bir albaydı - bir askeri araştırma uzmanları birliği.

era coronel de los Ingenieros Topográficos, un cuerpo especializado de topógrafos militares.

Ertesi yıl, Eylau'da, Davout'un birliği , Rus kanadını döndürmeye çalışırken

Al año siguiente, en Eylau, el cuerpo de Davout volvió a desempeñar un papel fundamental

Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaşın zirvesinde, Kozmonot

En el apogeo de la Guerra Fría entre los Estados Unidos y la Unión Soviética, el cosmonauta

Arşidük Charles Fransızları ertelemek için sadece küçük bir artçı birliği bırakmıştı.

El Archiduque Carlos solo había dejado una pequeña guardia de avanzada para retrasar a los franceses.

Sol kanatta Mareşal Macdonald liderliğinde Onuncu Kolordu, büyük Prusya birliği ile…

En el flanco izquierdo, el Mariscal Macdonald lideraba el 10° Cuerpo, con un gran contingente prusiano;

1957 yılında, Sovyetler Birliği uzaya Laika adlı bir dişi köpek gönderdi.

En 1957, la Unión Soviética envió al espacio a una perra llamada Laika.

Mantık ve sağduyu Rusya, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletlerinin birlikte hareket etmesini öneriyor.

La lógica y el sentido común sugieren que Rusia, la Unión Europea y los Estados Unidos deberían actuar juntos.

En büyük birliği olan Dördüncü Kolordu oldu ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdü.

la Grande Armée, y marcharon hacia el este para enfrentarse a la Tercera Coalición.

M.Ö 217'nin bahar ayı ile birlikte Hasdrubal yeterli birliği Gnaeus' karşı yapacağı büyük taarruz için topluyor

Para la primavera de 217 AC Hasdrubal reúne un ejército lo suficientemente grande para montar una ofensiva contra Cneo.

Avrupa Birliği bayrağındaki on iki yıldız, birliğin on iki kurucu üyesini sembolize etmemektedir. O, on iki havariyi sembolize etmektedir.

Las doce estrellas en la bandera de la Unión Europea no simbolizan a los doce miembros fundadores de la unión. Simbolizan a los Doce Apóstoles.