Translation of "Bekleyen" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Bekleyen" in a sentence and their spanish translations:

Bekleyen yırtıcı kuşlara da.

Y a las aves rapaces que esperan.

Otobüs bekleyen adam sinirlendi.

El hombre que esperaba el autobús perdió la paciencia.

Dışarıda bekleyen bir taksi var.

Hay un taxi esperando fuera.

Çizim odasında bekleyen bazı misafirler vardı.

Había algunos invitados esperando en la sala de estar.

Kapıda bekleyen adam, ünlü bir şarkıcıdır.

El hombre parado en la puerta es un famoso cantante.

Otobüs bekleyen bir sürü insan vardı.

Había mucha gente esperando el autobús.

Bekleme odasında bekleyen bir müşterim var.

Tengo un cliente esperando en la sala de espera.

Dışarıda sizi bekleyen üç kişi var.

Hay tres hombres esperándote afuera.

Bu yapıdan daha gün yüzeyine çıkarılmayı bekleyen

esperando salir a la superficie de este edificio

Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.

Había una multitud de estudiantes esperando en frente de la biblioteca.

O oğlanı bekleyen kız benim bir arkadaşımdır.

El joven al que ella espera es un amigo mío.

Bitişik odada seni bekleyen üç adam var.

Hay tres hombres esperándote en la habitación de al lado.

Anneyi bekleyen uzun karanlık, dayanıklılığını ve kabiliyetini sınayacak.

La larga oscuridad será una prueba de su resistencia y de su habilidad.

Dışarıda beni bekleyen biri olduğu için gitmek zorundayım.

Me tengo que ir porque alguien me está esperando afuera.

Yemek için bekleyen insan sıraları eskisinden daha uzundu.

Las filas de personas que esperaban recibir comida eran más largas que antes.

Otelin dışındaki Tom için bekleyen bir limuzin vardı.

Había una limusina esperando a Tom afuera del hotel.

Gelecek atağı bekleyen Kartacalı askerler kayalıklar üzerinde sıkı durdular.

Esperando el inminente ataque, las tropas cartaginesas, debajo se levantan rápido en el precipio.

Ama gecenin derinliklerinde keşfedilmeyi bekleyen bir okyanus dolusu bulgu hâlâ var.

Pero aún hay un océano de descubrimientos que hacer en lo profundo de la noche.

Onu Tuileries Sarayı'nda karşılamayı bekleyen tek Mareşal Davout ve Lefebvre idi.

Davout y Lefebvre eran los únicos mariscales que lo esperaban para recibirlo en el Palacio de las Tullerías.

Bazen seninle konuşmak istemeyeceğini düşündüğün insanlar senin onlarla konuşmanı bekleyen insanlardır.

A veces las personas que crees que no quieren hablar contigo son aquellas esperando que hables con ellas.