Translation of "​​ve" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "​​ve" in a sentence and their spanish translations:

Ve hematologlar ve radyologlar

hematólogos y hasta radiólogos,

Ve Çin ve Kore'de de,

Y en China y Corea,

Ve bizler insanlar ve koşulları

como no podemos controlar

Ve evsiz ve gelirsiz kaldı.

se quedó sin casa y sin ingresos.

şanslıysa ve yanındaysa ve hayattaysa

si tiene suerte y con él y vivo

Ve Ay ve gezegenler oradadır.

Y la Luna y los planetas están ahí.

Ve öfkeliyim.

y furiosa.

Ve yansıma.

y la lección de la reflexión.

Ve haklıydı.

Había dado en el clavo.

Ve bana,

Y me contó:

Ve işte!

Aquí está.

Ve doğrulamadım.

y era incapaz de estabilizarme.

Ve başlar.

y empieza.

Ve yılanlar.

Y la serpiente.

Ve bulduklarımız,

Y descubrimos

Ve yakınlaşmalarını,

Y les pido que se acerquen,

Ve bağırıyor!

¡empieza a gritar desesperada!

Ve zamanla

Y con el tiempo

...ve sıcacık.

y cálido.

Ve sendikalar

y los sindicatos

Ve tozlu.

¡Y cuánto polvo!

Ve böbürlenmiyorum,

y sin alardear,

Ve çıkarcılık

e interés

Ve yaymak

y difundir

Ve satılamamış

Y sin vender

Ve Masséna.

Y Masséna.

Ve nihayetinde...

Y con el tiempo…

Ve işte!

¡Y luego, bang!

Ve havalandırma.

Y ventilación.

Ve şimdi?

¿Y ahora?

Ve eğlenin.

y me divierto.

Ve gitti.

Se fue.

Ve sonra?

¿Y después?

Ve bu benim ve balinaların arasında

Y esto es entre yo y las ballenas,

Ve açık ve şeffaf davranarak yaptık.

volviéndonos abiertos y transparentes.

Ve ailemin ve arkadaşlarının bağırıp çağırmalarından,

y de mis padres y sus amigos que gritan y cantan:

Ve Batı değişmedi ve uyum sağlayamadı.

y Occidente no se adaptó a la situación.

Ve bu program ve bu rehberlerle

Y ahora, con este programa con estos mentores,

Ve benim işimse denemek ve sürdürmekti.

y mi trabajo era seguirle el ritmo.

Ve sürekli hırlamasını ve ısırışını duyuyordum.

Lo podía oír mientras rugía y me mordía.

Mavi ve yumuşaktı ve nefes almıyordu.

Estaba azul, flácida, y no respiraba.

Ve böylece babanın ölümü ve intikamın

Y entonces inventas una historia sobre la muerte del padre y la forma en que

- Yaşa ve öğren.
- Yaşayın ve öğrenin.

- Vive y aprende.
- Viví y aprendé.

- Bekleyelim ve görelim.
- Bekle ve gör.

- Espera y mira.
- Esperad y mirad.
- Espere y mire.

- İç ve ye.
- Ye ve iç.

Come y bebe.

AT ve T ve J ve J gibi isimlere sahiptirler.

y tienen nombres como P&G, AT&T y J&J.

- Yaşlanıyorum ve yoruluyorum.
- Yoruluyorum ve yaşlanıyorum.
- Ben yoruluyorum ve yaşlanıyorum.

Voy estando cansado y viejo.

Ve büyük, ışıltılı ve karmaşık dünyaya girecektim.

y entrar en ese mundo grande, brillante y desordenado

Ve her türden eziyet ve işkenceden kaçan

y miles y miles de otros refugiados

Ve yüzlerce oğlanı ve genç erkeği öldürmüştü.

habían asesinado cientos de niños y jóvenes,

Çok tatlı ve masumdu ve şimdi okulunda.

Es tan dulce e inocente, y ahora ya está en la escuela.

Ve bazı çılgın ve cesur fikirleriniz varsa

y tienen ideas locas o audaces,

Ve şimdi rüzgar ve güneş enerjisiyle çalışıyor,

Y han sido alimentados por energía eólica y solar,

Ve bu şekilde zenginlik ve fırsat yaratarak

creará riqueza y oportunidades,

Fotoğraf ve video ve sensör verilerini gösterirsek

sobre cómo conducir en la autopista,

Ve hatta tele satışlar ve müşteri hizmetleri

áreas como las televentas, atención al cliente,

Ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı

por ejemplo, con deliciosas hamburguesas a base de vegetales,

Kurulumu ve kullanımı kolay ve özelliklerle dolu.

... es fácil de instalar y usar, y está repleto de funciones.

Götürdü ve Ney ve Üçüncü Kolordu devraldı.

Ney y el Tercer Cuerpo se hicieron cargo.

Ve bu, herkesin yaranın ilerlemesini izleyebilmesi ve

Y de este modo cualquiera puede controlar el progreso de su herida,

Ve böylece, ağrı ve intikam hikayesi başlar.

Y así comienza una historia de dolor y venganza.

Tom ve Mary erkek ve kız kardeşler.

Tom y Mary son hermanos.

Ve bu kişiler, yenilikçiler ve erken kullanıcılar,

Y estos individuos, innovadores y consumidores tempranos,

Tom ve Mary birbirlerine baktı ve gülümsedi.

Tom y Mary se miraron el uno al otro y sonrieron.

İşten zaman ayırdım ve ve hastaneye gittim.

Me ausenté del trabajo y fui al hospital.

Sahip olduğumuz ve

Representa una falta de coincidencia fundamental

Ve oldukça yalnızlaştım.

y me sentí bastante solo.

Ve ilişkilerimizi ayrıştırıyor

y esto está atomizando nuestras relaciones,

Ve mücadele ettik.

y fue muy duro.

Ve kalbim kırık

con el corazón roto

Ve oldukça pahalıydı.

y eso era caro.

Ve günü hatırla

Y recuerda el día

Ve eğitime erişim

o el acceso a la educación

Ve kırmızılar da

y en rojo,

Ve ekipmanı geliştirmek.

y mejorar la equipación, para que sea más seguro.

Ve kılıcını kırdılar.

y su espada partida por la mitad.

Literatürü taradılar ve

revisaron la literatura y encontraron

Ve moralin düzelir.

nos sentimos mejor,

Görebilir ve duyabiliriz.

la información que se ajuste a la imagen.

Ve cevap olumluydu.

y la respuesta fue afirmativa.

Bayanlar ve baylar,

Damas y caballeros,

Ve diğer insanları,

debemos dejar de culpar a los demás,

Ve yanıltıcı olacaktır.

e ilusoria.

''Mutluluk ve mutsuzluk,

"La felicidad y la infelicidad

Ve burnunuzun ucundan

y sean conscientes de la sensación de su respiración

Ve nefes alırken

Y cuando inspiren,

Ve hatta yöneticinin

de modo que la enfermera haga la llamada,

Ve istediğim buydu.

Y eso es lo que yo quería.

Ve insanlar baktığında,

Y cuando la gente nos ve,

Karaciğerinizin ve böbreklerinizin

El hígado y el riñón necesitan azufre

Ve antivirüs şirketleri.

y empresas que desarrollan antivirus.

Ve kendini süslemek.

y la autodecoración.

Ve hepsi olağanüstü.

y todos son extraordinarios.

Oynama ve gülüşmeler,

Él pasa de jugar y reír

Ve adaleti geliştirmeli.

y que tienen que ser como adelanto a la justicia.

Ve atlatmayı başardık.

Sobrevivimos.

Ve kabul edilemezdi.

e inaceptable.