Translation of "öldüğünde" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "öldüğünde" in a sentence and their spanish translations:

Öldüğünde ne olur?

¿Qué ocurre cuando mueres?

Öldüğünde onu yanına alamazsın.

No te lo vas a llevar cuando te mueras.

Tom öldüğünde otuz yaşındaydı.

Tom tenía treinta años cuando murió.

Birisi öldüğünde çok yazık.

Es una pena cuando alguien muere.

Çocuğunuz öldüğünde, geleceğinizi kaybedersiniz.

Cuando se te muere un hijo, se te pierde el futuro.

Öldüğünde Dick on yaşında idi.

Dick murió cuando tenía diez años.

Babası öldüğünde bir mirasa kondu.

Él recibió una herencia al morir su padre.

Jaume'in büyükannesi öldüğünde ben oradaydım.

Yo estaba allí cuando murió la abuela de Jaume.

Kız babası öldüğünde biraz gözyaşı döktü.

La chica derramó algunas lágrimas cuando su padre murió.

- Baban öldüğünde sen kaç yaşındaydın?
- Baban öldüğü zaman kaç yaşındaydın?
- Baban öldüğünde kaç yaşındaydın?

¿Qué edad tenías tú cuando murió tu padre?

Politikacı öldüğünde, herkes oğulun babasının izinden gideceğini umuyordu.

Cuando el político murió, todos esperaban que su hijo siguiera los pasos de su padre.

Büyükanne beklenmedik bir şekilde öldüğünde aile derinden sarsıldı.

La familia sufrió una conmoción cuando la abuela murió inesperadamente.

Liderleri öldüğünde, onun vücudunu büyük bir mezara yerleştirdiler.

Cuando su líder murió, pusieron su cuerpo en una gran tumba.

Tom annesi öldüğünde bir sürü parayı miras olarak almayı umuyor.

Tom espera heredar mucho dinero cuando su madre muera.

Babamın öldüğünde bıraktığı antikalar değersiz hurdalardan başka bir şey değildi.

Las antigüedades que dejó mi padre al morir resultaron no ser más que basura inútil.

Birisi öldüğünde, anında bedeninden tam olarak 21 gram kadar yük gider.

Cuando alguien muere, el cuerpo instantáneamente pierde exactamente 21 gramos.