Translation of "Çalış" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Çalış" in a sentence and their spanish translations:

Çalış!

¡Estudia!

Çalış.

¡Trabaja!

Eğlenme. çalış!

No trabajes. ¡Jugá!

Ağlamamaya çalış.

Intenta no llorar.

Sıkı çalış!

¡Tú trabajas duro!

Odaklanmaya çalış.

Intenta centrarte.

Hatırlamaya çalış.

Trata de recordar.

Dinlenmeye çalış.

Trata de descansar.

Esnememeye çalış.

Intenta no bostezar.

Sıkı çalış.

Estudia harto.

Yüzmeye çalış!

- Venga, intenta nadar.
- ¡A ver si puedes nadar!

İstediğini çalış.

Estudia lo que quieras.

- Çalış!
- Çalışın!

¡Trabaja!

- Onu kızdırmamaya çalış.
- Onu sinirlendirmemeye çalış.

Intenta no molestarlo.

Ağlamaktan kaçınmaya çalış.

Trata de no llorar.

İngilizceni geliştirmeye çalış.

Trata de mejorar tu inglés.

Yavaş yavaş çalış.

Trabajad lentamente.

Problemi çözmeye çalış.

- Intenta resolver el problema.
- Trata de resolver el problema.

Onu yapmaya çalış.

Intenta hacerlo.

Onu kızdırmamaya çalış.

Tratá de no ponerlo nervioso.

Mutlu olmaya çalış.

Intenta ser feliz.

İleriye bakmaya çalış.

Tratá de mirar hacia delante.

Beni durdurmaya çalış.

Intenta pararme.

Mutlu görünmeye çalış.

- Pon buena cara.
- ¡A ver esa sonrisa!
- Intenta parecer contento.
- Pon cara de felicidad.

Sadece dinlenmeye çalış.

Intenta relajarte.

Dikkat çekmemeye çalış.

Mantené un perfil bajo.

Bunu anlamaya çalış.

Trata de averiguarlo.

Dakik olmaya çalış.

Trata de ser puntual.

Keyfine bakmaya çalış.

Trata de disfrutar.

Bana yetişmeye çalış!

- Atrápame si puedes.
- ¡A ver si me pillas!
- ¿A que no me pillas?

Şimdi uyumaya çalış.

- Ahora intenta dormir.
- Ahora intentad dormir.
- Ahora intente dormir.
- Ahora intenten dormir.
- Y ahora trata de dormir.

Kendin olmaya çalış.

Sé tú mismo.

Acele etmeye çalış.

- Venga, date prisa.
- ¡Venga, corre! ¡Rápido!

Tahmin etmeye çalış.

Adivina.

Biraz uyumaya çalış.

Intenta dormir algo.

Güçlü olmaya çalış.

Intenta ser fuerte.

Uyanık kalmaya çalış.

Intenta mantenerte despierto.

Panik yapmamaya çalış.

Que no cunda el pánico.

Tetikte kalmaya çalış.

Trata de permanecer alerta.

Burada ders çalış.

Estudia aquí.

Görevini yerine getirmeye çalış.

Trata de cumplir con tu deber.

Daha yavaş gitmeye çalış.

Trata de ir más despacio.

- Endişelenmemeye çalışın.
- Endişelenmemeye çalış.

- Intenta no preocuparte.
- Intentad no preocuparos.
- Intente no preocuparse.
- Intenten no preocuparse.
- Trata de no preocuparte.
- Tratad de no preocuparos.
- Trate de no preocuparse.

Başkalarıyla sabırlı olmaya çalış.

Trata de tener paciencia con los demás.

Cesur olmaya çalış, Tom.

Trata de ser valiente, Tom.

Her gün İngilizce çalış.

Estudia inglés todos los días.

Elinden geldiğince ezberlemeye çalış.

Trata de memorizar tanto como puedas.

Çok hareket etmemeye çalış.

Procure no moverse tanto.

Ne olduğunu hatırlamaya çalış.

Intenta recordar lo que pasó.

Gözlerini açık tutmaya çalış.

Intenta mantener tus ojos abiertos.

Yarın geç kalmamaya çalış.

Intenta no llegar tarde mañana.

İstediğin yerde ders çalış.

Estudiad donde prefiráis.

- Dene ve sus.
- Sakinleşmeye çalış.

- Intenta calmarte.
- Intenta tranquilizarte.

Beni biraz teşvik etmeye çalış.

Trata de animarme un poco.

Örtbas etmeye çalış, biz gideceğiz.

Abrígense, vamos a salir.

Bundan böyle zamanında gelmeye çalış.

- De hoy adelante traten de llegar a tiempo.
- De ahora en adelante intenta llegar a tiempo.

Bundan sonra daha sıkı çalış.

Estudia más de ahora en adelante.

Kendini benim yerime koymaya çalış.

Tratá de ponerte en mi lugar.

Kendini onun yerine koymaya çalış.

Intenta ponerte en su lugar.

Ders çalışmak istiyorsan, git çalış!

Si quieres estudiar, ¡ve a estudiar!

Biraz daha mütevazı olmaya çalış.

Sé más modesto.

Yavaş çalış, ve hatalar yapma.

Trabaja despacio y no cometas errores.

Hiç olmazsa zamanında gelmeye çalış.

Procure usted al menos llegar a la hora.

Pazartesi günü orada olmaya çalış.

Intenta estar allí el lunes.

Kısa sürede karar vermeye çalış.

Intenta decidirte rápido.

Elinden geldiği kadar yapmaya çalış.

Intenta hacerlo lo mejor que sepas.

- Üstünü ıslatmamaya çalış.
- Islanmamaya çalışın.

Intenta mantenerte seco.

Olayları gerçekten oldukları gibi görmeye çalış.

Trata de ver las cosas tal como realmente son.

Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.

Trata de ver el problema desde su punto de vista.

- Sakin kalmaya çalış.
- Sakin kalmaya çalışın.

- Intentá quedarte tranquilo.
- Intentá quedarte tranquila.
- Tratá de calmarte.

Çalışma zamanı çalış, eğlence zamanı eğlen.

Durante el trabajo se trabaja y cuando se juega se juega.

Eti başka bir bıçakla dilimlemeye çalış.

Trata de cortar la carne con otro un cuchillo diferente.

Gelecekte daha iyisini yapmak için çalış.

- Procure usted hacerlo mejor en el futuro.
- Intenta hacerlo mejor en el futuro.

Her şeyi olduğu gibi görmeye çalış.

- Trata de ver las cosas tal como son.
- Trata de ver las cosas como son.

Zamanını en iyi şekilde kullanmaya çalış.

- Trata de aprovechar tu tiempo.
- Trata de usar bien tu tiempo.

Kitaplara ne kadar harcadığını tahmin etmeye çalış.

Calcula cuánto gastas en libros.

- Sıkı çalış ve başaracaksın.
- Sıkı çalışırsan, başarırsın.

Estudia harto y triunfarás.

Tom'un yaptığı şeyi neden yaptığını anlamaya çalış.

Trata de entender por qué Tom hizo lo que hizo.

- Tom'un aptalca bir şey yapmayacağından emin olmaya çalış.
- Tom'un aptalca bir şey yapmadığından emin olmaya çalış.

Trata de asegurarte de que Tom no haga algo estúpido.

Mümkün olduğu kadar çok sayıda kitap okumaya çalış.

Intenta leer tantos libros como te sea posible.

- Yapabildiğiniz kadar sıkı çalışın.
- Elinden geldiğince çok çalış.

Estudia tanto como puedas.

Karar vermeden önce her şeyi hesaba katmaya çalış.

Intenta tenerlo todo en cuenta antes de tomar una decisión.

Lütfen mümkün olduğu kadar kısa ve öz olmaya çalış.

Por favor trata de ser lo más breve posible.

Daha sonra sana cevapları söyleyebilirim fakat onları önce kendin bulmaya çalış.

Quizá te diga las respuestas más tarde, pero antes trata de encontrarlas tú mismo.

İnsanları çikolatanın vanilya olduğuna ne kadar ikna etmeye çalışırsan çalış, o hala çikolata, kendini ve başka birilerini vanilya olduğuna ikna etmeyi becerebilsen de.

No importa cuánto insistas en convencer a la gente de que el chocolate es vainilla, seguirá siendo chocolate, aunque puede que te convenzas a ti mismo y a algunos otros de que es vainilla.