Translation of "çılgınca" in Russian

0.008 sec.

Examples of using "çılgınca" in a sentence and their russian translations:

Bu çılgınca.

Это безумие.

O sadece çılgınca.

Это просто сумасшествие.

Bu çılgınca iyimser.

Это дико оптимистично.

Bu çılgınca görünüyor.

Звучит как безумие.

Bu çılgınca! Biz yakalanabiliriz.

Это безумие! Нас могут поймать!

Tom çılgınca mücadele etti.

Том отчаянно боролся.

Çılgınca bir şey yapmayın.

Не делай ничего безумного.

Sizin fikirleriniz çılgınca görünüyor.

Твои идеи звучат безумно.

Tom, Mary'ye çılgınca âşıktır.

Том безумно влюблён в Мэри.

Bu çılgınca geliyor, biliyorum.

Звучит как безумие, знаю.

O çılgınca bir oyundu.

Это была сумасшедшая игра.

Onu yapmak çılgınca olurdu.

Сделать это было бы безумием.

Bundan daha çılgınca şeyler yaptım.

Я делал и более безумные вещи, чем это.

Asla çılgınca bir şey yapmam.

Я никогда не совершаю безумных поступков.

İnsanlar onun çılgınca olduğunu düşündü.

Люди думали, что это безумие.

- Bu çok çılgınca.
- Bu çok delice.

Это такое безумие.

Bunun çılgınca bir fikir olduğunu biliyorum.

Я знаю, что это сумасшедшая идея.

O, o çılgınca fikri nereden aldı?

Откуда у него эта безумная идея?

Fadıl ve Leyla çılgınca aşık oldular.

Фадиль и Лейла безумно влюбились.

Sami çılgınca bir el feneri sallıyordu.

Сами лихорадочно махал фонариком.

Yahu çılgınca yerdik onu karnımız ağrıyıncaya kadar

Мы съели это сумасшедшее, пока это не причиняет боль

Neyse ki şansılıydım ve benim çılgınca fikirlerimi

К счастью, я работаю с человеком,

Bunun çılgınca göründüğünü biliyorum ama bu doğru.

Знаю, звучит бредово, но это так.

Son zamanlarda yaptığın en çılgınca şey nedir?

Какую самую безумную вещь ты делал в последнее время?

Bir genç gibi davranıyor. Çılgınca, fantastik bir hayat sürüyor

она ведет себя как подросток. Она ведет сумасшедшую, фантастическую жизнь

Çılgınca geldiğini biliyorum ama Tom'la Mary'yi flört ederken gördüm.

Я знаю, это звучит глупо, но я действительно видел Тома и Мэри на свидании.

Bir de ortaya çıkan paramiliter polisler hakkında konuşmamız çılgınca.

чем приезжающие на место вооруженные полицейские.

Çılgınca gelebilir ama sanırım geri dönüp tekrar yapmak istiyorum.

Это может прозвучать безумно, но думаю, я хочу вернуться и сделать это снова.

Bir işletmeyi çalıştırmak için ne kadar çılgınca bir yol!

Что за дикий способ вести дела!

Bu çılgınca gelebilir fakat sanırım ben hâlâ Mary'ye âşığım.

Это может звучать дико, но я думаю, что до сих пор влюблён в Мэри.

Kazazedelerin tahminleri çılgınca değişir, ancak açıktır her iki taraf da felaket kayıplarına uğradı.

Оценки случайностей сильно различаются, но ясно обе стороны потерпели катастрофические потери.

Bu çılgınca bir fikir gibi görünebilir ama sanırım hemen şu anda Tom'u ve Mary'yi ziyarete gitmeliyiz.

Это может выглядеть как сумасшедшая идея, но я думаю, мы должны навестить Тома и Мэри прямо сейчас.

Ortaokul diplomalarını aldıktan sadece iki yıl sonra, bugün genç insanlar okulda öğrendiklerinin sadece yüzde onunu biliyorlar. Bu çılgınca! Yüzde yüz için çaba göstermeliyiz.

В настоящее время всего лишь через два года после окончания школы молодые люди знают только десять процентов того, чему они научились в школе. Это безумие! Мы должны стремиться к ста процентам.