Translation of "Parlak" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Parlak" in a sentence and their portuguese translations:

- Bu çok parlak.
- Çok parlak.

É muito brilhante.

Bu parlak.

Isto é brilhante.

Bu çok parlak.

É muito brilhante.

Bu gerçekten parlak.

Isto é realmente brilhante.

Parlak renkleri severim.

- Gosto de cores claras.
- Eu gosto de cores claras.

- Bence geleceğin parlak.
- Bence önünde parlak bir gelecek var.

- Eu acho que você tem um futuro brilhante.
- Acho que você tem um futuro brilhante.

Dolunay en parlak hâlinde.

A lua cheia mostra grande luminosidade.

Parlak bir geleceğin var.

Você tem um futuro brilhante.

Güneş en parlak yıldızdır.

O Sol é a estrela mais brilhante.

Tom parlak bir çocuk.

- Tom é um garoto brilhante.
- Tom é uma criança esperta.
- O Tom é uma criança esperta.

Ne parlak bir fikir!

Que ideia brilhante!

Mary parlak bir bilimcidir.

Maria é uma cientista genial.

O parlak bir fikir.

Esta é uma ideia brilhante.

Parlak fikirler hiç aklıma gelmiyor.

Nunca me vêm ideias brilhantes.

O parlak bir geleceğe sahiptir.

Ela tem um futuro brilhante.

Güneş parlak bir şekilde parladı.

O sol brilhava intensamente.

Tom sınıftaki en parlak öğrenci.

Tom é o estudante mais brilhante da turma.

Parlak kelebekler oradan oraya uçtu.

Borboletas brilhantes voavam para lá e para cá.

Tom'un parlak bir fikri vardı.

Tom teve uma ideia brilhante.

Bu şampuan saçımı parlak yapıyor.

Esse xampu deixa meu cabelo curto brilhante.

Parlak bir fikir ileri sürdüm.

Tenho uma ideia genial.

Sanırım bu parlak bir fikir.

Eu acho que é uma ideia brilhante.

Mary'nin tırnakları parlak kırmızıya boyanmış.

- As unhas de Mary estavam pintadas de vermelho vivo.
- As unhas da Mary estavam pintadas de vermelho vivo.

Mary parlak bir genç avukattır.

- Maria é uma jovem advogada brilhante.
- Mary é uma jovem e brilhante advogada.

Senin parlak bir geleceğin var.

Você tem um futuro brilhante.

Ona parlak bir gelecek öngörüldü.

Predisseram-lhe um futuro brilhante.

Dışarıdaki parlak, güzel bir gün.

Lá fora está um dia brilhante lindo.

Bu gece ay çok parlak.

A lua está muito brilhante hoje.

Biz burada sempatik tatlı parlak görüyoruz

vemos doce simpático brilhante aqui

Pazar sabahı hava parlak ve açıktı.

Era uma manhã brilhante e clara de domingo.

Senin için parlak bir gelecek görüyorum.

- Vejo um futuro brilhante para ti.
- Vejo um futuro brilhante para você.

Mary arabasını parlak maviye boyamak istiyor.

A Mary quer pintar o carro dela de azul-claro.

Einstein okuldayken parlak bir çocuk değildi.

Einstein, na escola, não era um garoto inteligente.

Parlak dolunayın altında... ...ailesinden normalden fazla uzaklaşıyor.

Sob a lua cheia radiante, afasta-se mais dos progenitores do que é habitual.

Ormandaki bu parlak yeni şeyi fark etti.

Ele vê algo de novo na floresta.

Tom parlak zekâlı genç bir bilim adamıdır.

Tom é um brilhante jovem cientista.

Onun önünde böyle parlak bir geleceği vardı.

Ele tinha um futuro brilhante pela frente.

Fakat yüksek sesler ve parlak ışıklar kafa karıştırıcı.

Mas os ruídos e as luzes brilhantes são desorientadores.

Sınıftaki başka hiçbir öğrenci onun kadar parlak değildir.

Nenhum outro aluno da classe é tão brilhante como ele.

Parlak yıldızlar ile takımyıldızlarının. Böylece nokta atışıyla yerini bulur.

... das estrelas e constelações brilhantes... ... para encontrar o caminho com precisão.

Tom genellikle çok parlak olmasa bile güneş gözlüğü takıyor.

Tom geralmente usa óculos escuros, mesmo quando não está tão claro.

Ama bu gece Ay parlak. O yüzden flamingoların şansı var.

Mas, esta noite, a Lua está brilhante. Ou seja, os flamingos têm uma hipótese.

Sağa gitmeye karar verirsek parlak güneşin altına çıkma riskine gireriz.

Podemos escolher ir pela direita e sofrer com o sol abrasador.

Onlar parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar fakat ben onları asla görmedim.

Dizem que há rãs de cores brilhantes, mas eu nunca as vi.

- O, geleceği çok parlak genç bir adamdır.
- O, çok umut verici genç bir adamdır.

Ele é um jovem muito promissor.

Boynunu parlak bir kolyeyle, göğsünü ışıl ışıl bir broşla, alnını çiçekten bir taçla süsle!

Orna teu pescoço com reluzente colar, teu peito com esplêndido broche, e tua testa com um diadema de flores!