Translation of "Ilgi" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "Ilgi" in a sentence and their portuguese translations:

Bilgisayarlara ilgi duyuyorum.

Me interesso por computadores.

Tom ilgi istiyor.

Tom quer atenção.

O ilgi çekici.

- Isso é intrigante.
- Isso é interessante.

Fransızcaya ilgi duyuyorum.

- Eu tenho interesse no francês.
- Eu estou interessado no francês.
- O francês me interessa.
- Para mim, o francês é interessante.

İşine ilgi duyuyorum.

- Estou interessado em teu trabalho.
- Tenho interesse por teu trabalho.

O, ilgi odağıdır.

Ele é o centro das atenções.

Çok ilgi istiyorlardı.

Elas eram muito exigentes.

Tom ilgi kaybetti.

Tom perdeu o interesse.

Tom ilgi çekicidir.

Tom é interessante.

Tom ilgi ile dinledi.

- O Tom escutou com interesse.
- Tom escutava com interesse.

Amerikan edebiyatına ilgi duyuyorum.

Estou interessado em literatura americana.

Tom ayrıntılara ilgi duymuyor.

Tom não está interessado nos detalhes.

O şarkıcı ilgi odağı.

Aquela cantora é o centro das atenções.

Tom ilgi çekici değil.

Tom é desinteressante.

O film gerçekten ilgi çekicidir.

Aquele filme é realmente interessante.

Onun kitabı çok ilgi çekici.

- Seu livro é muito interessante.
- O livro dele é muito interessante.

Edebiyata senin kadar ilgi duymuyorum.

- Não sou tão interessado em literatura como você.
- Eu não me interesso tanto por literatura quanto você.

O ilgi odağında olmayı seviyor.

Ele ama estar no centro das atenções.

Tom ilgi çekici bir adam.

O Tom é um cara interessante.

Bunu yapmayı öğrenmeye ilgi duyuyorum.

- Tenho interesse em aprender a fazer isso.
- Estou interessado em aprender como fazer isso.

Alman kültürü çalışmaya ilgi duyuyorum.

Estou interessado em estudar a cultura alemã.

Tom bir ilgi gösterdi mi?

O Tom demonstrou interesse?

Tom ilgi odağı olmak istiyor.

Tom quer ser o centro das atenções.

Çok ilgi çekici bir kitap.

Isso é um livro interessante apropriado.

O, biyolojiye gerçekten ilgi duyuyor.

Ele está realmente interessado em biologia.

O benim için ilgi çekicidir.

Isso me interessa.

Japon diline çok ilgi duyuyor.

Ele está muito interessado na língua japonesa.

Her çocuk bilim kurguya ilgi duymaz.

- Nem todas as crianças são interessadas em ficção científica.
- Nem todas as crianças se interessam por ficção científica.

İlgi çekici bir teklif. Üzerinde düşüneceğim.

É uma proposta interessante. Vou pensar a respeito.

Kuran çok ilgi çekici bir kitap.

O Corão é um livro muito interessante.

O gerçekten ilgi çekici bir hikaye.

Essa é uma história muito interessante.

Bana ödünç verdiğin dergi çok ilgi çekici.

A revista que você me emprestou é muito interessante.

İyi bir özgeçmiş, ilgi çekici ve öğreticidir.

Uma boa biografia é interessante e instrutiva.

Çocuklar yetişkinler kadar sevgi ve ilgi istiyorlar.

As crianças adoram afeição e atenção bem como os adultos.

Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.

As crianças geralmente choram apenas para chamar atenção.

Yaşlı doktor her bir hastaya bireysel ilgi gösterdi.

O velho médico deu atenção individual a cada paciente.

- Yaptığın şeye ilgi göster.
- Yaptığın şeye özen göster.

- Preste atenção no que está fazendo.
- Presta atenção no que estás fazendo.

Görünüşe göre hiç kimse onun sözlerine ilgi göstermedi.

Parece que ninguém prestou atenção no que ele disse.

Bu hem ilgi çekici hem de heyecan verici.

É ao mesmo tempo desafiador e estimulante.

Almanca'ya ilgi büyüyor, özellikle Çinde, Hindistan'da ve Brezilya'da.

O interesse pelo alemão está crescendo, particularmente na China, Índia e Brasil.

Cuzco, dünyada en çok ilgi çeken yerlerden birisi.

Cuzco é um dos lugares mais interessantes do mundo.

- Esperanto ilginç bir dildir.
- Esperanto ilgi çekici bir dildir.

O Esperanto é uma língua interessante.

- Tom birçok şeyle ilgileniyor.
- Tom'un geniş bir ilgi alanı var.

Tom tem uma ampla variedade de interesses.

. Nil boyunca sürükleyici, ilgi çekici ve güzelce filme alınmış bir yolculuk

É uma jornada envolvente, envolvente e lindamente filmada ao longo do Nilo, explorando seu

- Yemek pişirmeye çok fazla ilgim yok.
- Yemek pişirmeye fazla ilgi duymuyorum.

Não tenho muito interesse em cozinhar.

- Fadıl, İslam'la daha fazla ilgilendi.
- Fazıl İslam'a daha çok ilgi duymaya başladı.

Fadil ficou mais interessado no Islã.

- Neden cümleler? ... diye sorabilirsiniz. Güzel, çünkü cümleler daha ilgi çekicidir.
- Niçin cümleler?...sorabilirsiniz.Pekala, çünkü cümleler daha ilginç.

"Por que sentenças?", você pode perguntar. Bem, porque elas são mais interessantes.

- Bu faktörlerin kombinasyonu ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin kombinasyonu ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin bir araya gelmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca yol açtı.
- Bu faktörlerin birleşmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etmenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca neden oldu.
- Bu etmenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca yol açtı.
- Bu etmenlerin bir araya gelmesi ilginç bir sonuca yol açtı.
- Bu etmenlerin bir araya gelmesi enteresan bir sonuca yol açtı.
- Bu etkenlerin bir araya gelmesi enteresan bir sonuca yol açtı.
- Bu faktörlerin bir araya gelmesi enteresan bir sonuca yol açtı.
- Bu etkenlerin kombinasyonu enteresan bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin kombinasyonu ilgi çekici bir sonuca neden oldu.
- Bu etkenlerin kombinasyonu ilgi çekici bir neticeye yol açtı.

A combinação desses fatores levou a um resultado interessante.