Translation of "Araç" in Portuguese

0.019 sec.

Examples of using "Araç" in a sentence and their portuguese translations:

Araç kullanırken yola odaklanmalısın.

Você deveria se concentrar na estrada enquanto dirige.

Bir araç kiralamak istiyorum.

Eu quero alugar um carro.

O ehliyetsiz araç kullanıyor.

Ele dirige sem carteira.

Tom araç ile ezildi.

Tom foi atropelado.

En sevdiğin araç hangisidir?

Qual é o seu gadget favorito?

Püf noktalar, araç gereçler, ustalık --

todos os truques, ferramentas, conhecimento,

O ithal bir araç sürer.

Ela dirige um carro importado.

Hiç araç ile çiğnendin mi?

Você já foi atropelado alguma vez?

Yedi tane araç tahrip edildi.

Sete veículos foram destruídos.

Bu ikinci el araç satılıktır.

Este carro usado está à venda.

Araç sürmeyi öğrenmek birçok uygulama gerektirir.

Aprender a dirigir exige muita prática.

Her iki araç da alev aldı.

Ambos os veículos pegaram fogo.

Kaçmak için başka bir araç yok.

Ele não teve outro recurso senão correr.

Tom ehliyetsiz araç sürmek nedeniyle tutuklandı.

Tom foi detido por dirigir sem carteira.

Tom dün araç ile bir köpek ezdi.

Tom correu de um cachorro ontem.

Tom sarhoş olarak araç kullanıyor olduğunu söyledi.

Tom disse que você estava dirigindo bêbado.

Tom caddeyi geçerken bir araç ile çiğnendi.

Tom foi atropelado ao atravessar a rua.

Neredeyse tüm araç şirketleri üretim durdurdu, kepenk kapattı.

Quase todas as montadoras pararam a produção, as persianas fechadas.

Araç kullanmak için 18 yaşın üstünde olmak zorundasın.

Você tem que ter 18 anos para dirigir.

Okulun arkasındaki araç park yeri hemen hemen boş.

O estacionamento atrás da escola está quase vazio.

- Dedem araba kullanmıyor artık.
- Dedem artık araç kullanmıyor.

O meu avô não dirige mais.

Araç durumu Rus dilinin en zarif yönlerinden biridir.

- O caso instrumental é uma das maiores belezas da língua russa.
- O caso instrumental é um dos aspectos mais belos da língua russa.

Tom genellikle hız limitinin biraz üzerinde araç kullanır.

Tom geralmente dirige um pouco acima do limite de velocidade.

- Hızlı sürüyorum.
- Hızlı araç kullanıyorum.
- Ben hızlı sürerim.

Eu dirijo rápido.

- Telefonunu ödünç alabilir miyim?
- Araç telefonunu ödünç alabilir miyim?

Posso pedir-te emprestado o telefone?

Ve askeri birliklerin hareketi influenza yayılımını sürdürmek için mükemmel bir araç haline geldi.

e esse movimento de tropas foi o veículo perfeito para continuar a disseminaçāo de influenza.

Alkollü araç sürme suçunu kabul ettikten sonra geçen yıl beş gün hapishanede yattı.

Tom passou cinco dias na prisão no ano passado depois de se declarar culpado de dirigir embriagado.