Translation of "İçeriye" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "İçeriye" in a sentence and their portuguese translations:

- İçeriye girmem gerekiyor.
- İçeriye girmeliyim.

Eu preciso entrar.

İçeriye girdik.

- Nós entramos.
- Nós fomos para dentro.

Içeriye bombalar koysak

se colocarmos bombas dentro

İçeriye nasıl gireceğiz?

Como é que nós vamos entrar?

İstersen içeriye girebilirsin.

Pode entrar se quiser.

Tom içeriye geldi.

Tom veio para dentro.

Tom içeriye girdi.

Tom entrou.

Onlar içeriye geldiler.

Eles entraram.

Burada içeriye gelme.

- Não entre aqui.
- Não entres aqui.

Dünyanın kuzey kutbundan içeriye

do pólo norte do mundo

O, pencereden içeriye girdi.

Ele entrou pela janela.

İçeriye girmeniz gerektiğini düşünüyoruz.

Achamos que você deveria entrar.

Lütfen içeriye geri gidin.

- Por favor, volte para dentro.
- Por favor, voltem para dentro.

- İçeriye git.
- İçeri gir.

- Entre.
- Entra.
- Vá para dentro.
- Vai para dentro.

Tom içeriye geri döndü.

Tom voltou para dentro.

İçeriye girsen iyi olur.

É melhor você entrar.

Tom nasıl içeriye girecek?

Como é que o Tom vai entrar?

Onların hepsi içeriye girdi.

Todos eles entraram.

Onların içeriye girdiğini gördüm.

Eu os vi entrar.

- Buyurun!
- İçeriye gel.
- Gelin.

Entre!

Merhaba, Tom, içeriye gel.

Alô, Tom. Entre.

Manyetik kuzey kutbundan içeriye giriyor

vindo do pólo norte magnético

- Niçin içeriye gelmiyorsun?
- İçeri girsene.

- Por que você não entra?
- Por que vocês não entram?

Tom az önce içeriye girdi.

Tom apenas entrou.

İçeriye geri dönsen iyi olur.

- É melhor você voltar para dentro.
- É melhor vocês voltarem para dentro.

Tom beni içeriye davet etti.

Tom me convidou para entrar.

Tom içeriye yiyecek taşıyarak girdi.

O Tom entrou levando as compras.

Ben kahve içmek için içeriye gelirim.

Eu vou entrar para tomar um cafezinho.

Tom az önce içeriye gelen adama baktı.

Tom olhou para o homem que acabara de entrar.

Oradan tekrar içeriye giren kuvvet çizgilerinin oluşturduğu alana

de lá para a área formada pelas linhas de força entrando novamente

- İçeriye girmemize izin verin lütfen.
- Lütfen bizi içeri al.

Deixe-nos entrar, por favor.

Mağara içeriye kadar uzanıyor. Burası kamp için fena bir yer değil.

Vai até ao fundo. Não seria um mau sítio para acampar.

Mağara içeriye kadar uzanıyor. Burası kamp için fena  bir yer değil.

Vai até ao fundo. Não seria um mau sítio para acampar.

Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.

Parece que há outra entrada. Deve ter sido assim que a cobra entrou.

Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan da içeriye muhtemelen böyle girdi.

Parece que há outra entrada. Deve ter sido assim que a cobra entrou.

- Ne zaman eve geldin?
- Ne zaman içeriye geldin?
- İçeri ne zaman girdin?

- Quando você veio?
- Quando você entrou?

- Tom içeriye arka kapıdan geldi.
- Tom arka kapıdan içeri girdi.
- Tom arka gapydan içeri girdi.

Tom entrou pela porta dos fundos.