Translation of "Kara" in Polish

0.006 sec.

Examples of using "Kara" in a sentence and their polish translations:

Yağmur kara dönüştü.

Deszcz zmienił się w śnieg.

Tom yüzümü kara çıkardı.

Tom zawiódł mnie.

Kara kurbağası ötmeye başladı.

Ropucha zaczęła kumkać.

Tom yüzümü kara çıkardı ve ayrıca Mary'nin yüzünü de kara çıkardı

Tom zawiódł mnie i zawiódł też Marię.

Kara gün için para biriktirmeliyiz.

Powinniśmy schować trochę pieniędzy na czarną godzinę.

Tom kara para aklamayla suçlandı.

Tom był oskarżony o pranie pieniędzy.

Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.

Mogę go zrobić w śniegu, by był widoczny z powietrza.

Kara geceler işlerini biraz daha kolaylaştıracaktır.

Mrok nocy powinien im pomóc.

Babam kara yolları idaresinde çalışmaya başlamış.

Ojciec podjął pracę w zarządzie dróg.

Bu sabah uyandığımda, yağmur kara dönmüştü.

Kiedy obudziłem się tego ranka, deszcz zmienił się w śnieg.

Şu kara bulutlar muhtemelen yağmur getirecek.

Te ciemne chmury prawdopodobnie przyniosą deszcz.

Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.

Nie wierzę, że czarny kot przynosi pecha.

Dayanamadığım şey, kara tahtada gıcırdayan tebeşirin sesidir.

Nie mogę wytrzymać odgłosu skrzypienia kredy po tablicy.

- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.

Przyganiał kocioł garnkowi.

Birkaç gün önce yaptığın gibi yüzümü kara çıkarma.

Nie rozczaruj mnie tak jak to zrobiłaś ostatnio.

- Kara kedileri sever misin?
- Siyah kedileri sever misin?

- Lubisz czarne koty?
- Lubicie czarne koty?

- Aşk acısının ilacı yoktur.
- Kara sevdanın çaresi yoktur.

Nie ma lekarstwa na chorobę z miłości.

Teknoloji, birer kara kutu olan zihinlerimize yeni pencereler açtı.

Technologia otworzyła dla nas nowe okno na czarną skrzynkę, jaką jest umysł.

Daha yoğun olan kara ulaşmak için biraz kazmama rağmen,

Nawet jeśli kopię głębiej w nadziei na coś bardziej zbryłowanego,

Kara ve buza karşı çekiyor ve bu da beni tutacaktır.

to ciągnie w kierunku śniegu i lodu tutaj, i to mnie utrzyma.

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

Wkrótce lwica straci przewagę oferowaną przez ciemne noce.

Dünya'nın en büyük kara memelisi şehrin tam göbeğinden geçip gidiyor.

Największy ssak lądowy próbuje przemknąć przez centrum miasta.

- Seni yüzüstü bırakmayacağım.
- Yüzünü kara çıkarmayacağım.
- Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.

Nie zawiodę cię.

Yağmur ormanlarında diğer kara parçalarına oranla daha fazla yeni türe rastlanmaktadır.

W dżunglach odkrywamy więcej gatunków niż gdziekolwiek indziej na lądzie.

Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.

Na chwilę przed hibernacją te niedźwiedzie czarne ruszają do centrum.

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

Księżyc już blednie, więc musi dobrze wykorzystać mrok nocy.

Vampir yarasalar en çok en kara gecelerde harekete geçer. Karanlıkta kan peşindedirler.

Nietoperze wampiry są najaktywniejsze najciemniejszymi nocami. Szukają krwi w mroku.

- Aşk hastalığının tedavisi yoktur.
- Aşk acısının ilacı yoktur.
- Kara sevdanın çaresi yoktur.

Nie ma lekarstwa na chorobę z miłości.

- Gerçek dost kara günde belli olur.
- İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.

Prawdziwych przyjaciół poznaje się w biedzie.