Translation of "Kalan" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "Kalan" in a sentence and their korean translations:

Geriye kalan tek şey

그래서 제게 남겨진 모든 것은

kalan ise ısıya dönüştürülüyor,

남은 절반은 열을 발생 시켜서

Pantanal'ın Brezilya'da kalan bölgesinde akşamüstü.

‎브라질 판타나우의 ‎늦은 오후입니다

kalan yüzde 88 ile çalışmanız gerektiği.

나머지 88%와 함께 협력해야 한다는 것이죠.

Ama atmosferde kalan karbondioksit yoğunluğu yalnızca

하지만 대기권에 있는 이산화탄소의 농도는

Kalan kabukları bıraktı ve hızlıca uzaklaştı.

‎남은 조개껍데기를 버리고 ‎재빨리 사라졌죠

Geriye kalan tek şey, kendimizi yeniden canlandırmak

우리 스스로를 다시 한번 현지화하는 작업과

Sonsuzluk için iyi huylu kalan bir iklim.

기후는 매우 오랜 기간 온화해야만 합니다.

Bir kaç yıl içinde kalan karbon bütçemizin

우리는 겨우 몇 년 안에

El arabası sisteminden geriye kalan tek şey bu.

저 수레 장치에서 남은 건 이게 다네요

Anlam, her şey soyup çıkarıldığında geriye kalan şeydir."

그 모든 것이 다 사라졌을 때 남는 것이 의미지요." 라고요.

Geri kalan zamanda tek bir soru üzerinde durduk:

남은 시간 동안 이 얘기에만 매달렸어요.

Bugün tırmanış ekibinden hayatta kalan tek kişi benim.

당시 원정에 참가한 셰르파 중에 나만 아직 살아있어요.

Dışarıda bırakılan ve geride kalan kişiler ve yerler var.

사람들과 지역이 많아요.

Aynı zamanda okulda büyük ihtimalle zorbalığa maruz kalan çocuklar.

학교 내에서도 따돌림을 당하기 쉽습니다.

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

보호 활동가들은 남은 코뿔소를 지키기 위해 노력을 강화 중입니다

Bugün ise sağ kalan altı türü var ve iki gruba ayrılıyorlar.

현재 살아남은 것은 6종이고 두 그룹으로 나눠집니다.

Hatta belki de okyanusun kalan kısmındaki tüm canlıların toplamından daha fazla.

이 세상 모든 바다를 합쳐도 이곳의 양에는 미치지 못할지도 모르죠.

Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.

‎몸집이 큰 늙은 수컷은 ‎민첩성이 훨씬 떨어집니다

Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.

그러다 갑자기 아시아의 유일한 유인원인 녀석이 작가와 가이드에게 나뭇가지를 쏘기 시작했습니다