Translation of "Profesör" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Profesör" in a sentence and their japanese translations:

Profesör gülümsedi.

教授はにっこりと微笑みました。

Profesör biraz gülümsedi.

教授はにっこりと微笑みました。

- Profesör Hudson babamın arkadaşıdır.
- Profesör Hudson babamın arkadaşı.

ハドソン教授は父の友人だ。

Profesör düşüncelere dalmış görünüyordu.

教授は物思いにふけっているように見えた。

Profesör İngilizce konuşmayı öğretir.

教授は英会話を教えている。

Profesör sonunda problemi çözdü.

教授はついにその問題を解き明かした。

Profesör çağdaş edebiyata aşinadır.

その教授は現代文学に詳しい。

Profesör Hudson babamın arkadaşıdır.

ハドソン教授は父の友人だ。

Aslına bakarsanız Profesör Pangloss kötümserdi.

でもパングロス博士は 悲観主義者だったんです

On siyahi profesör işe alınacak,

黒人の教授を10人雇い

Profesör çalışmalarımda beni teşvik etti.

教授は私の研究を励ましてくれた。

O çok geçmeden profesör atandı.

まもなく彼は教授に任命された。

Profesör ne demek istediğimi anlayamadı.

その教授は、私のいわんとすることが理解できなかった。

Profesör Turner'a yüksek saygımız var.

私達はターナー教授を尊敬している。

Profesör Naruhodo'nun dersi yeniden yayınlandı.

ナルホド先生の講演が再放送された。

Profesör West neredeyse babam yaşında.

ウエスト教授は私の父とほとんど同年です。

- Profesör Orta Doğu hakkında ders verdi.
- Profesör, Orta Doğu üzerine bir ders verdi.

教授は中東問題について講義をした。

Üniversitede görev yapan bir profesör olarak

大学の教員としては これが絶頂期なのかも

Profesör ona öğrencilerinden biri gibi davrandı.

教授は彼女を自分の学生のように扱った。

Profesör, dersi atlattığı için John'u azarladı.

教授は授業をサボったジョンを叱った。

Profesör, Fransa tarihi üzerine konferans verdi.

教授はフランスの歴史について講義した。

Bir ihtimal Profesör Brown'ı biliyor musunuz?

ひょっとして、あなたはブラウン教授をご存知ですか。

Profesör kimsenin anlamayacağı kadar hızlı konuştu.

その教授はとても速く話したので、誰も理解できなかった。

O profesör Shakespeare konusunda bir otorite.

その教授はシェイクスピアの権威である。

Profesör Jones, gelecek yıl emekliye ayrılır.

ジョーンズ教授は来年退官されます。

Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.

ケイ教授は昆虫を40年間研究してきた。

Profesör Miller'ın öğretim yöntemlerinden gerçekten hoşlanmam.

ミラー先生の教え方、あんまり好きじゃないんだよね。

- Profesör White, geçen yıl ilk kitabını yayınlandı.
- Profesör White ilk kitabını geçen yıl yayımladı.

ホワイト教授は去年処女作を出版した。

On altı siyahi veya çok ırklı profesör,

黒人と多民族の教授が16人

Profesör kimsenin onu anlamayacağı kadar hızlı konuştu.

その教授はしゃべるのが速すぎて、誰も言っていることを理解できなかった。

Profesör New York'tan bazı yeni kitaplar sipariş etti.

教授は新刊本を何冊かニューヨークに注文した。

Profesör böyle bir şeyi söylemenin kabalık olduğunu düşündü.

教授はそんなことを言うのは失礼だと思った。

- Altı profesör komiteyi oluşturur.
- Komite altı profesörden oluşur.

6人の教授でその委員会を構成する。

Profesör Tanaka birinin kendisine çalışmasında yardım etmesini istiyor.

田中教授は彼の研究を手伝ってくれる人を求めている。

Profesör Ito dilbilimi eğitimi için Amerika Birleşik Devletlerine gitti.

伊藤教授は言語学の研究のためアメリカへ行った。

O kadar çok gürültü vardı ki Profesör Bayley kendini duyuramadı.

騒音がひどかったのでベイリー教授は自分の声を通すことができなかった。

Onu icat eden profesör, üniversiteden makul bir ücret hakkına sahip

それを発明した教授は大学から相当の対価を受ける権利がある。

Bir profesör, Alex kelimeler kullanıyor olsa bile buna dil demenin yanlış olacağını söylüyor.

ある教授は、たとえアレックスが言葉を使っているとしても、それを言語と呼ぶのは間違いだといっている。