Translation of "Meyve" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Meyve" in a sentence and their japanese translations:

Meyve çürümüş.

その果物は腐った。

Meyve severim.

果物が好きです。

Meyve lezzetli kokuyor.

その果物はおいしそうな匂いがする。

O meyve satıyor.

彼は果物を売る。

O meyve yiyor.

彼女は果物を食べている。

Tom meyve seviyor.

トムはね、果物が好きなんだよ。

- Biraz meyve almaz mısın?
- Biraz meyve istemez misiniz?

果物を何かいかがですか。

- Bu ağaç meyve vermez.
- Bu ağaç meyve vermiyor.

この木は実がならない。

- En sevdiğin meyve hangisidir?
- En sevdiğin meyve nedir?

- 好きな果物は?
- 好きな果物は何ですか?
- 一番好きな果物って何?

- Benim babam meyve fazla yemez.
- Benim babam meyve fazla yemiyor.
- Babam meyve fazla yemez.

父はそんなに果物を食べないんです。

Canım taze meyve istiyor.

新鮮な果物が食べたい。

Masa meyve ile doldurulmuştu.

食卓には果物がどっさりのせてあった。

Biraz meyve ister misin?

- 果物を召し上がりませんか。
- 果物はいかがですか?

Daha fazla meyve yemelisiniz.

もっと果物を食べるべきです。

Ağaç meyve ile yüklüydü.

その木には実がたわわになっていた。

Onlar meyve bahçemi soydular.

彼らは私の果実園を荒らした。

Meyve suyu istiyor musun?

フルーツジュースが欲しいですか?

Favori meyve türün nedir?

どんな種類の果物が一番好きですか。

Tom meyve suyu içiyor.

トムはジュースを飲んでいる。

Bu meyve iğrenç kokuyor.

この果物はいやなにおいがする。

Babam çok meyve yemez.

- 父はあんまり果物を食べません。
- 父はあまり果物を食べません。

Baba çok meyve yemez.

父はそんなに果物を食べないんです。

Biraz meyve suyu, lütfen.

ジュースをください。

Hangi meyve sularınız var?

どんなフルーツジュースがありますか?

Bir sürü meyve var.

果物がたくさんあるんだ。

Ne çeşit meyve istiyorsun?

どんなくだものがご入用ですか。

Onun çabası meyve verecek.

彼の努力は実を結ぶだろう。

Bu meyve suyu ekşidir.

- このジュースは少しすっぱい。
- このジュース、酸っぱいよ。

Onlar burada meyve yetiştiriyorlar.

ここでは果実を栽培しています。

Meyve hemen çürüme eğilimindedir.

- 果物はすぐにくさりがちである。
- 果物はすぐ傷みやすい。

meyve ve sebzeleri düşünmenizi istiyorum.

フルーツと野菜を思い出してもらいたいと思います

Meyve, onun bu dönüşümünün kanıtıdır.

果実は彼女の変容の 証拠なのだ

Meyve dışında bir şey yemez.

彼は果物しか食べない。

Sütü meyve suyuna tercih ederim.

ジュースより牛乳が好む。

Taze meyve, sağlığın için yararlıdır.

新鮮な果物は健康に良い。

Çabalarınız bir gün meyve verecek.

- あなたの努力はいつか実を結ぶだろう。
- 努力はいつか報われる。

Taze meyve, sağlık için iyidir.

新鮮な果物は健康に良い。

Onlar meyve ağaçlarına ilaç püskürtüyorlar.

彼らは果樹に農薬を散布している。

Biraz meyve suyu ister misin?

フルーツジュースはいかがですか?

Bu ağaç hiç meyve vermez.

この木は実が一つもならない。

Taze meyve, sizin için iyidir.

新鮮な果物は君の体によい。

Japonya'da en lezzetli meyve hangisidir.

- 日本でいちばんおいしい果物は何?
- 日本で一番おいしい果物は何ですか。

Ve yazın çeşit çeşit meyve veriyor.

夏になると とても多様な果実をつけます

Yeni gömleğime biraz meyve suyu döktüm.

新しいシャツにフルーツジュースを少しこぼしてしまった。

Meyve yemek için hâlâ çok ekşi.

その果物はまだすっぱすぎて食べられない。

Avlumda küçük bir meyve bahçem var.

中庭に小さな菜園があります。

Ucuz olarak nerede meyve alacağımı öğrendim.

果物を安く買えるところを見つけたんだ。

O, kızına meyve ve sebze gönderdi.

彼は娘に果物と野菜を送った。

Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim.

私はたいてい朝食に果物を食べる。

Banyo yaptıktan sonra meyve suyu içtim.

湯上がりに、私はジュースを飲んだ。

Bu ağaç birçok iyi meyve verir.

この木はよい実がたくさんなる。

Bahçedeki armut ağacı çok meyve verir.

庭のなしがよく実った。

O, önce bir meyve dükkanına gitti.

彼は最初くだもの屋に行った。

Biraz meyve ve sebze almam gerek.

果物と野菜を買う必要がある。

- Garson önümde bir bardak meyve suyu hazırladı.
- Garson önüme bir bardak meyve suyu koydu.

- ウェイトレスはジュースを私の前に置いた。
- ウェイトレスはジュースのグラスを私の前に置いた。

Kırk Meyve Ağacı için kırk sayısını seçtim

『40種の果実の樹』において 40という数字を選んだ理由は

Veya sebze meyve yetiştiriciliği için paylaşılan araziyi,

果物や野菜を育てるための 共有地を思い浮かべてください

Bir bardak daha meyve kokteyli ister misiniz?

フルーツポンチをもういっぱい欲しい?

- Ağaç meyvece verimlidir.
- Ağaç meyve bakımından verimlidir.

その木は実がいっぱいだ。

Biz akşam yemeğinden sonra taze meyve yedik.

私たちは夕食後に新鮮なフルーツを食べた。

Taze meyve ve sebzeler sağlığınız için yararlıdır.

新鮮な果物や野菜は健康によい。

Güzel çiçekler her zaman iyi meyve vermezler.

美しい花に良い実は成らぬ。

Taze meyve ve sebze sağlığınız için iyidir.

新鮮な野菜や果物は健康にいい。

Bu kamyon Aomori'den Tokyo'ya taze meyve taşır.

このトラックは青森から東京まで生鮮食料品を運ぶ。

Her ağaç yılda sadece birkaç gün meyve verir.

‎実がなるのは1年に数日だけ

Domates bir meyve mi yoksa bir sebze midir?

トマトは果物ですか、それとも野菜ですか。

Tom sadece meyve ve sebze yiyor gibi görünüyor.

トムは野菜と果物しか食べないらしい。

Bu ayı, bol miktarda fıstık ve meyve tüketiyor olmalı

クマはたくさん食べる 果物もね

Meyve ağaçları büyümek için geniş bir alan alanı gerektirir.

果実がなる樹木は、成長するための空間がかなり必要だ。

- Bu meyve vermeyen argümanı durduralım.
- Bu sonuçsuz argümanı bırakalım.

水掛け論はやめよう。

Bu meyve portakal şeklindedir ve ananas gibi tat verir.

この果物はオレンジのような形をして、パイナップルのような味がします。

Tatlı için ne istersin, dondurma mı yoksa taze meyve mi?

デザートは何にしますか。アイスクリームですか、新鮮な果物ですか。

Meyve bahçesi uzmanı bir elma tomurcuğunu kök gövde üzerine aşıladı.

果樹栽培者がリンゴの接ぎ穂を台木に接ぎ木しました。

Pek çok meyve ihraç ederler, mesela portakal, greyfurt ve limon.

彼らはオレンジ、グレープフルーツ、レモンなどたくさんの果物を輸出する。

Markette meyve için üç elma ve iki salkım üzüm aldım.

私は市場でリンゴを3個にブドウを二房、デザート用に買った。

Muhtemelen genetiği değiştirilmiş meyve ve sebzeleri, bilmeden her zaman yersiniz.

- おそらく知らず知らずのうちに遺伝子組み換えの果物や野菜をいつも口にしているだろう。
- たぶん知らぬ間に遺伝子組み換えの果物や野菜をいつも食べているんだろうな。

Meyve vermeden önce portakal ağaçları "azahar" adı verilen bir çiçekle çiçek açarlar.

実がなる前に、オレンジの木には「アサアール」と呼ばれる花が咲きます。

"Bu meyve suyunun tadı göz damlası gibi." "Göz damlasının tadına baktın mı?"

「このジュース、目薬みたいな味がする」「目薬飲んだことあるの?」

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.

‎色で果実を探す動物は多い ‎見えなくなる前に ‎急いで腹を満たす