Translation of "Kenara" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Kenara" in a sentence and their japanese translations:

Kenara çekilin.

ちょっとどいて。

Kenara çekin, lütfen.

道の脇に寄せてください。

Lütfen kenara çekilin.

脇によってください。

Lütfen kenara çekin.

車を停めてください。

Kenara çekilir misiniz?

脇へ寄ってくださいませんか。

Biraz kenara çekilir misin?

ちょっとつめてもらえませんか。

Beni bir kenara itti.

彼は私をわきの方へ強く押しやった。

Masayı bir kenara taşıdı.

彼はテーブルをわきへ動かした。

Bisikletini bir kenara koy.

自転車を片付けなさい。

Oyuncaklarını bir kenara koy.

おもちゃを片づけなさい。

Onu bir kenara aldım.

私は彼をわきへ連れて行った。

Adam onu bir kenara itti.

その男は彼女を押しのけた。

O, kitabı bir kenara bıraktı.

彼は本をわきへ片付けた。

Okuduğum kitabı bir kenara koydum.

私は読んでいた本をわきに置いた。

Onun geçebilmesi için kenara çekildim.

彼が通れるように僕は脇に寄った。

Onun geçmesi için kenara çekildim.

彼が通れるように、私はわきに寄った。

Ve ne zaman onu kenara kaldırmalıyım?

カメラをしまうべきなのはいつなのか?

Bir kenara konulmuş biraz parası var.

わずかながらお金を貯めている。

Dean, yemeği gerçekten bir kenara bırakabilir.

ディーンは本当にたくさん食べるなぁ。

Lütfen bu sandalyeleri bir kenara koy.

それらの椅子を片づけて下さい。

O bir kenara biraz benzin koydu.

彼はガスを蓄えている。

O, onun geçmesi için kenara çekildi.

彼は、彼女をはいらせるためにわきに寄った。

Bir kare dört eşit kenara sahiptir.

正方形は4つの同じ長さの辺をもつ。

Eğer kenara çekilirsen, herkes için yer olur.

席をつめていただければ、みんなが座れるのですが。

Lütfen onu benim için bir kenara koy.

それをどうか私のために取っておいて下さい。

Onun odaya girmesi için adam kenara çekildi.

その男は、彼女が部屋に入れるように一歩脇によった。

Maddi durumun elverirken kenara biraz para koymalısın.

余裕のある時にお金をいくらかとっておきなさい。

Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.

- 彼女は編物を横において立ち上がった。
- 彼女は編み物を脇に置いて立ち上がった。

Onu kenara aldı ve ona haberi anlattı.

彼は彼女を脇へ呼んでそのことを知らせた。

O onun odaya girmesi için kenara çekildi.

彼は彼女が部屋に入れるようにわきに寄った。

Bu ay 100 dolar bir kenara koydu.

彼は今月100ドルを貯金した。

O, bir kenara bir sürü para koydu.

彼女はお金をたくさん貯金している。

Telefonunu bir kenara bırakmanı istemek zorunda kalacağım.

携帯をしまってもらえますか。

Kenara çekilmem için polis bana işaret etti.

- おまわりさんに車を片側に寄せるように合図された。
- 警察官に車を路肩に寄せるように合図された。
- お巡りさんが車を路肩に寄せるように合図した。

Zor günler için bir kenara para koy.

いざというときのためにお金をためておきなさい。

Tom kitabı bir kenara koydu ve yukarı baktı.

トムは本をわきにおいて上を見上げた。

O, her hafta birkaç dolar bir kenara koydu.

彼は毎週数ドルずつたくわえた。

O her hafta beş dolar bir kenara koydu.

- 彼は毎週何ドルかずつ貯めておいた。
- 彼は毎週2〜3ドル貯金していた。

O her ay bir kenara biraz para koyar.

彼は毎月少しずつお金を貯めている。

O her hafta bir kenara on dolar koyar.

彼は毎週10ドルを貯金している。

O, her ay bir kenara biraz para koyar.

彼は毎月お金を貯金している。

Bir kamyonun geçmesine izin vermek için kenara çekti.

彼はトラックを通すために車を横に寄せた。

O, onu ileride kullanmak üzere bir kenara koydu.

後で使うために取っておいた。

Bill, gezisi için bir kenara yüz dolar koydu.

- ビルは旅行用に100ドルを貯金した。
- ビルは旅行のために100ドルたくわえた。

Ken her hafta bir kenara biraz para koydu.

ケンは毎週いくらか貯金した。

Müzisyen kafasını salladı ve küçük piyanosunu bir kenara itti.

音楽家は頭を振って小さなピアノを押して行ってしまいました。

Kötü bir gün için bir kenara bir şey koymalısın.

まさかの時に備えていくらか貯えておかねばならない。

Akşam yemeğinden sonra, George'nin babası onu bir kenara aldı.

- 夕食後、おとうさんはジョージをこっそりと呼び出した。
- 夕食後、ジョージの父親は彼をそばに呼んだ。

Zor günler için bir kenara para koysan iyi olur.

万一の場合に備えてお金をためるのは賢明だ。

O, her ay emekliliği için bir kenara para koydu.

彼女は引退に備えて、毎月いくらかずつお金を貯えていた。

Maaşımın dörtte birini son üç yıldır bir kenara bıraktım.

私は過去3年間、給料の4分の1を貯金しています。

Bir Kaliforniya polisi bir arabayı kenara çekti ve sürücüyle konuştu.

カリフォルニアの警察官が、一台の車を止めさせ、運転手にこう伝えた。

, ancak farklılıklarını bir kenara koydular. Birlikte, bir ateşkes imzalandığına ikna ederek

一緒に、彼ら は休戦協定が調印されたことを彼に説得することによって

Sachiko her zaman "Hasta olma ihtimaline karşın bir kenara biraz para koysan iyi olur" derdi.

幸子さんはいつも「病気の時のために金を別にとって置いたほうがいい」と言っていました。