Translation of "Karşıya" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Karşıya" in a sentence and their japanese translations:

Karşıya mı?

わたるか?

Tamam, karşıya geçelim.

よし わたろう

Böyle asla karşıya geçemem.

渡ることは不可能だ

Nehri karşıdan karşıya yüzebilirim.

- 僕は川を泳いで渡ることが出来る。
- 私は川を泳いで渡れます。
- 私は川を泳いで渡ることができます。

Nehir karşıdan karşıya elli yardadır.

その川は幅が50ヤードある。

Nehir karşıdan karşıya 35 metredir.

その川は幅35メートルです。

Yoldan karşıya geçerken dikkatli ol.

道路を横断するときには注意しなさいよ。

Çocukları caddeden karşıya geçerken gördüm.

- 私は子供達が歩いて道を横断するのを見た。
- 子どもたちが道を渡るのを見ました。

Ben nehri karşıdan karşıya yüzebildim.

私はその川を泳いで渡ることが出来た。

Karşıya geçen yaşlı bayanı izledim.

私はそのおばあさんが道路を横断するのを見守っていた。

Karşıya geçerken çok dikkâtli olamıyorsun.

いくら注意してもしすぎることはない。

Nehirde karşıdan karşıya feribot seferleri yaparlar.

その川にはフェリーの便がある。

Yoldan karşıya geçerken arabalara dikkat et.

道路を渡る時には車に注意しなさい。

Caddeden karşıya geçerken bir kaza gördüm.

通りを横切っていたとき、私は事故を目撃した。

Öğretmen ve ben karşı karşıya oturduk.

先生と私は向かい合って座った。

Onlar ciddi bir durumla karşı karşıya.

彼らは容易ならぬ事態に直面している。

Ofisim Fifth Avenue ile karşı karşıya.

私の事務所は5番街に面している。

- Caddenin karşısına geçti.
- Caddeden karşıya geçti.

彼は通りを横切った。

Bir halat üzerinde dengenizi sağlayıp karşıya geçiyorsunuz.

ロープの上でバランスを取り はって進む

Karşı karşıya gelirlerse toy yavrusu hayatından olabilir.

‎このままでは ‎子供の命が危ない

Tamam, bunun üzerinde oyalanmak istemiyorum. Karşıya geçmeliyim.

ぶら下がっていたくない わたろう

Ama ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya.

しかし彼らには重大な問題があった

İki takım final maçında karşı karşıya geldi.

2チームは決勝戦で競った。

Beyaz yakalı işçiler birçok güçlüklerle karşı karşıya.

サラリーマン達は多くの困難に直面している。

Tarım endüstrisinin bugün karşı karşıya kaldığı bir sorun.

農業が現在直面している諸課題です

Ve aynı kararla yarın da karşı karşıya kalacaksınız.

同じ問題に 明日も 直面することになります

Bugün dünyanın karşı karşıya olduğu çözülmeyen sorunlar devasa,

現代の世界が直面する未解決問題は 規模が非常に大きく

Demek buradan karşıya geçmemi ve yüksekte kalmamı istiyorsunuz?

この谷間をわたって 高い所を進むんだな?

Ya da biri ''Tavuk neden karşıdan karşıya geçmiş?"

もし誰かが 「ジャネット ジョークを聞いて

Çocuk ve amcası masada birbirleriyle karşı karşıya geldi.

少年と彼のおじさんはテーブルをはさんで向かいあった。

Caddeden karşıya geçerken neredeyse bana bir araba çarpıyordu.

道路を横断している時に、私は危うく車にはねられそうになった。

Halatla karşıya geçmek istiyorsanız "Sol" ve "Tamam" tuşlarına basın.

ロープをわたるなら “左”を押(お)して“決定”(けってい)

Halatla karşıya geçmek istiyorsanız,"Sol" ve "Tamam" tuşlarına basın.

ロープをわたるなら “左”を押(お)して“決定”(けってい)

Bu ipi karşıya atıp onu bir yarığa sıkıştırmayı deneyeceğiz.

裂け目にこれをはめて わたってみるよ

O zaman, ülkemiz ciddi ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.

当時わが国は厳しい経済的困難に直面していた。

Şoförler, yolda karşıdan karşıya geçen çocuklara çok dikkat etmeliler.

ドライバーは道を横断する子供たちに気をつけなければいけない。

Bu kuş türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.

この鳥は絶滅の危機に瀕している。

Karşı karşıya olduğumuz en büyük risklerden biri olduğu konusunda uyardı.

私たちの文明が直面する 存亡に関わる 最大級の脅威だと警告します

Doğanın en ölümcül hayvanları ve sürüngenleriyle de karşı karşıya kalacağız.

危険な生き物も相手になる 獣や は虫類だ

Davout'un 26.000 adamı ikiye birden fazla olasılıkla karşı karşıya kaldı.

の26,000人の兵士は2対1以上の確率に直面しました。

Astronotları Ay'a nasıl göndereceği konusunda bazı temel sorularla karşı karşıya kaldı .

宇宙飛行士を月に送る方法について いくつかの基本的な 質問 に直面し ました。

U gemileri eğer İngiltere, açlık ile karşı karşıya gelecek yakında yenilmezler.

Uボートを排除しない限り英国は飢餓に直面する

- Eski köprü yıkılma tehlikesi içinde.
- Eski köprü yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya.

その古い橋は今にも崩れ落ちそうだ。

Onun işi çocukların caddeyi güvenli bir şekilde karşıdan karşıya geçtiklerini görmekti.

彼女の仕事は子供たちが通りを無事に渡れるように付き添ってやることだった。

Halatla karşıya geçmek için "Sol"a, aşağı inmek için "Sağ"a tıklayın.

ロープをわたるなら“左” ロープで下りるなら“右”

O delil ile karşı karşıya geldiğinde, suçlu olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı.

証拠をつきつけられると、彼は自分が罪を犯していることを認めざるをえなかった。

Masayı taşımaya çalıştığımda karşıya çekerken bacaklarından biri kulak tırmalayıcı bir ses yaptı.

机を動かそうとしたら、足が床に引っ掛かっていたらしくガーッという音がした。

Halatla karşıya geçmek için "Sol"a, aşağı inmek için de "Sağ"a tıklayın.

ロープをわたるなら“左” ロープで下りるなら“右”

Halatı bu tarafa bağlayacağım ve karşıya geçmek için onu bir hat gibi kullanacağım.

片方をこっちに結べば わたって行ける

Demek karşıya geçmenin en iyi yolunun halatı kullanmak olduğunu düşünüyorsunuz. Tamam, hadi. İşte başlıyoruz.

この線で わたるのがいいんだな よし 行こう

Onun olduğunu keşfetmek kötü bir sürpriz oldu Bohemya Ordusu'nun tüm gücüyle karşı karşıya kaldı:

相手がボヘミア軍全部だと知ったときには 大きな衝撃を受けた

Sadece Avusturyalı bir artçı ile değil, Arşidük Charles'ın ordusunun tüm gücüyle karşı karşıya kaldıkları anlaşıldı .

オーストリアの後衛だけでなく、チャールズ大公の軍隊の全力 に直面したことはすぐに明らかになりました 。

Kırmızı ışıkta ya da yaya geçidi olmayan yerlerde karşıdan karşıya geçmekle ilgili burada bir yasa var mıdır?

信号無視して道を渡ると、ここでは捕まる?

Iki hızlı zaferle disiplin ve gururunu yeniden kazandı . Ayrıca Aragon'da bir gerilla savaşıyla karşı karşıya kaldı - Fransız işgalciden

フランスの侵略者への 憎悪に駆り立てられた人気の反乱であるアラゴンでのゲリラ戦争に直面した