Translation of "Hassas" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Hassas" in a sentence and their japanese translations:

Hassas konulardan kaçındım.

とりあえず、あたりさわりのない話をしておいたよ。

- Bu hassas bir konu.
- Bu hassas bir nokta.

それはデリケートな点です。

Hassas pençeleri tuzağa dönüşür.

‎敏感な前足がワナになる

O, hassas bir problem.

それは慎重を要する問題だ。

Antenleri o kadar hassas ki

‎オスの触角は感度が高く‎―

Bu çok hassas bir soru.

それは非常に繊細な問題だ。

Bir bebeğin hassas cildi vardır.

赤ん坊は柔らかい肌をしている。

O çok hassas bir durumdu.

非常に微妙な状況だった。

Yani neredeyse gezegendeki herkes hassas.

地球上のすべての人が感染しやすいということです。

Görüşmeler çok hassas bir aşamada.

交渉はとても微妙な段階にさしかかっている。

Şu anda hassas bir konumdayım.

私は今難しい立場にいます。

- Gördüğüm kadarıyla çok hassas bir durumdayım.
- Kendimi oldukça hassas bir durumda buluyorum.

私はかなり微妙な立場にある。

Tamam, midesi hassas olanlar için söylüyorum

(マシュー)もしかしたら 繊細な方には

Iş hayatının hassas, dağınık ortamında başladı.

人生で遭遇した 面倒でデリケートな出来事からでした

Hassas bıyıkları sayesinde geceleri de avlanabiliyorlar.

‎敏感なヒゲを使い ‎夜でも狩りをする

Müşterilerin şikayetleri hassas bir konuyla ilgiliydi.

その顧客の苦情は微妙な問題に関わるものだった。

Cumhurbaşkanı hassas soruyu cevaplamayı kibarca reddetti.

大統領はそのデリケートな質問に答える事をやんわりと拒否した。

Erektil fonksiyonu koruyabilen inanılmaz hassas bir disseksiyon.

彼女はぜひとも自ら 執刀したいと望んでいます

En ufak ışığa karşı bile hassas gözleri...

‎わずかな光でも見える

Görünen o ki hassas bir noktaya dokunduk.

多くの研究者の心をとらえたのです

Makine o kadar hassas ki kolayca bozuluyor.

その機械は精巧に出来ているので、すぐ壊れる。

Aşırı hassas antenleri en ufak hareketi algılamaya ayarlı.

‎敏感な触角は ‎わずかな動きも察知する

Bu mektup, bazı insanlar gücendirecek hassas bilgiler içermektedir.

本状には微妙な情報が含まれており、気分を害することがあるかもしれない。

Değiştiğimi fark ettim. Bana, başkalarına karşı hassas olmayı öğretiyordu.

‎変化を実感した ‎彼女の影響で ‎他者に敏感になっていた

Ve bu gezegende hepimizin hayatının ne kadar hassas olduğunu.

‎非常にもろい存在だと ‎実感する

- Benim gözlerim ışığa çok hassas.
- Gözlerim ışığa çok duyarlıdır.

目が光に対してすごく敏感なのです。

Çitadan yedi kat ağır ve görüşü bizimkinden altı kat hassas.

‎体重はチーターの7倍 ‎目の感度は人間の6倍

Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.

‎野生生物を含め ‎この星の生き物が‎——

Daha fazla aşılanmış insan, o kadar fazla virüse karşı hassas olanları koruyabilir.

抗体を持っている人口が多いほど、弱い人たちを守れるということです。

Gerçekleştirdiği 'Arabuluculuk Yasası'nı İsviçre'ye empoze etme hassas görevini verdi . Aynı yıl Ney, Josephine'nin kızı Hortense'nin arkadaşı olan ve

迅速に効率的 に遂行した 。 同じ年、ネイはジョセフィンの娘ホルテンスの友人であり、 現在はナポレオンの継娘である