Translation of "Fırsatı" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Fırsatı" in a sentence and their japanese translations:

Fırsatı kaçırmayın.

機会をむだにするな。

...kurt fırsatı değerlendiriyor.

‎オオカミは この隙を狙う 

Bu fırsatı değerlendirmelisin.

君はこのチャンスを利用すべきだ。

O, fırsatı kaçırdı.

彼女は船に乗り遅れた。

Bu fırsatı kaçırmayın.

チャンスを逃すな。

Bu fırsatı değerlendireceğiz.

この機会を利用しよう。

O, fırsatı iyi kullandı.

彼はその機会をうまく利用した。

Başka bir fırsatı bulacaksın.

また別のチャンスがあるさ。

Altın bir fırsatı kaçırdım.

絶好の機会を逃した。

Onu görme fırsatı kaçırmamalısınız.

あなたはそれを見る機会を逃すべきではない。

Güzel bir fırsatı kaçırma.

好機を逸するな。

Bu fırsatı iyi kullanın.

この好機をうまく利用しなさい。

Onun kalbini kazanma fırsatı olmayacak.

彼には彼女のハートを射止める見込みはないだろう。

Fırsatı en iyi şekilde değerlendirdik.

- 私たちはその好機を最大限に生かした。
- 私たちはその好機を最大に利用した。
- 私たちはその機会を最大限に利用した。
- 私たちはその機を最大限に利用した。

O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.

彼はその機会を最大限に利用した。

Onun bizi ziyaret etme fırsatı yoktu.

彼には私たちを訪れる機会がなかった。

Seninle çalışma fırsatı için memnun oldum.

あなたとごいっしょに働けるのを喜んでいます。

O her fırsatı kendi çıkarına kullandı.

彼女はあらゆる機会を利用した。

Birkaç ay sonra anneyle konuşma fırsatı bulduk.

数ヶ月後にその母親を検診した時

- Her fırsatı değerlendir.
- Hiçbir şeyden eksik kalma.

何とかしてできるだけ捕まえろ。

O, yurtdışında eğitim alma fırsatı için istekli.

彼は留学するチャンスがほしいと強く望んでいる。

İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.

彼はあらゆる機会を利用して英語の練習をした。

Mary'nin çalma fırsatı olmadan Tom kapıyı açtı.

メアリーがドアをノックするより先にトムがドアを開けた。

Harika, önümüzde bir sürü hayatta kalma fırsatı olacak

生き残るチャンスは たくさんあるだろう

Onun böyle bir fırsatı kaçırması üzücü bir durum.

彼がこういう機会をのがすのは残念だ。

- Bu fırsatın kaçmasına izin vermeyin.
- Bu fırsatı kaçırmayın.

この好機を逃すな。

Vahşi yaşam size bir besin fırsatı sunarsa onu değerlendirirsiniz!

荒野で食料を見つけたなら 手に入れろ

Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.

ケイトは映画で主役を演じる機会を与えられました。

Hiçbir zaman savaşın belirleyici savaş alanlarında kendini kanıtlama fırsatı bulamadı.

彼には、戦争の決定的な戦場で自分自身を証明する機会がありませんでした。

Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı.

- トムさんには謝る機会が多かったけど、謝らなかったんです。
- トムには謝罪する機会が多くあったが、そうしなかった。
- トムは謝るチャンスがいくらでもあったのに、謝らなかった。

Vahşi yaşam size bir yiyecek fırsatı sunarsa, onu değerlendirirsiniz! Ne yemeliyiz?

荒野で食料を見つけたなら 手に入れろ 何を食べる?

Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.

自分の才能を示すために、めったにないこの機会を最大限に利用すべきだ。

Yeni yıl kartları bize arkadaşlarınızdan ve akrabalarından haber alma fırsatı sunuyor.

年賀状のおかげで私達は友達や親戚の消息が分かる。

Böyle bir şey yapmaları için para teklif ediliyor, onlar da bu fırsatı değerlendiriyorlar.

高い報酬を提示されたら ひどい行為でもやってしまう