Translation of "Birdenbire" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Birdenbire" in a sentence and their japanese translations:

Birdenbire,

‎急に——

İş birdenbire yapılamaz.

その仕事はおいそれとはできない。

Birdenbire çok hüzünlendim.

僕は急に悲しくなった。

Birdenbire ışıklar yandı.

突然その光はついた。

Birdenbire, o konuştu.

突然彼がしゃべり出した。

Birdenbire gökyüzü karardı.

- 突然空が暗くなってきた。
- 突然、空が暗くなった。

Birdenbire, hava bulutlandı.

突然、空が曇ってきた。

Tom birdenbire hastalandı.

- トムが突然病気になったんだ。
- トムは突然病気になった。

- Birdenbire ahır tamamen yandı.
- Birdenbire ahır yanıp kül oldu.

突然、納屋が爆発炎上した。

Birdenbire, yüzeye doğru uzandı.

‎彼女は突然・・・ ‎腕を大きく広げた

Her şey birdenbire oldu.

- すべて突然起こった。
- 全部が同時に起きたんだよ。

Birdenbire onun yüzü soldu.

突然彼女の顔は青くなった。

Sonra birdenbire bir Zach'imiz oldu.

そして突然ザックに恵まれました

Birdenbire önümüzde üç köpek çıktı.

急に3匹の犬が私たちの前に現れた。

Birdenbire, 100 işçi işten çıkarıldı.

突然百人もの労働者が解雇された。

O birdenbire çok mutlu oldu.

突然とてもうれしくなりました。

Birdenbire yangın alarmı çalmaya başladı.

突然火災警報機が鳴った。

Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.

突然鋭い叫び声が聞こえた。

Birdenbire, kalın bulutlar güneşi sakladı.

突然厚い雲が太陽をおおった。

Birdenbire bir köpek havlamaya başladı.

突然犬が吠え出した。

Birdenbire kör olsan ne yaparsın?

今仮に突然目が見えなくなったら、どうしますか。

Birdenbire James'ten bir çağrı aldım.

ジェームズから突然電話があった。

Sami'nin arabası birdenbire ortadan kayboldu.

サミーの車が突然消えた。

İşteyken hislerinizin coşmasına birdenbire izin verirseniz

突然 職場で感情の赴くにまかせ

Birdenbire, aklıma iyi bir fikir geldi.

突然良い考えが私の心に浮かんだ。

- Tom birden rahatsızlandı.
- Tom birdenbire hastalandı.

トムは突然病気になった。

Mary birdenbire ortaya çıktığında ben ayrılmak üzereydim.

出ようとしていたら不意にメアリーが姿を現した。

Birdenbire, o güzel ve sıcak görünmeye başladı.

突然に、晴れてきたようだ。

"Size hoşça kalın deme vaktidir." dedi birdenbire.

「もうおいとまします」と彼は出し抜けに言った。

Birdenbire, Jack kendisine ne olduğunu fark etti.

突然ジャックは自分に何が起こったか悟った。

- O, birden öptü beni.
- Birdenbire beni öpüverdi.

彼女は突然私にキスをした。

E-postalar birdenbire gelen kutumdan kaybolmaya başladı.

受信トレイからメールが突然消えはじめた。

En büyük kız "şeker istiyorum" diyerek birdenbire konuştu.

- 突然長女が「飴がほしい」と言い出しました。
- 急に長女が「飴がほしい」と声を上げました。

Birdenbire, pek çok kitap için para ödeyemediğimi hatırladım.

そんなにたくさんの本の代金を払うことはできないことを突然思い出した。

- Aniden bütün ışıklar söndü.
- Birdenbire, bütün ışıklar söndü.

- 突然明かりが全部消えた。
- 突然、すべての明かりが消えた。

Onun neden işini birdenbire bırakma konusunda hiçbir fikrim yok.

- 彼がどうして突然勤めを辞めてしまったのかさっぱり分からない。
- なぜ彼が突然仕事を辞めてしまったのか、さっぱりわからない。

Kısa bir ziyaretten sonra birdenbire ayağa kalktı ve ayrıldığını söyledi.

訪ねてきてしばらくしてから、彼は突然立ち上がって別れを告げた。

Bölüm şefi birdenbire söyledi: "Kadınlar ve et, onları biraz kokmuş severim."

「女も肉も腐りがけが美味い」と課長はいきなり言いだした。

- Kaza birden oldu.
- Kaza pat diye oldu.
- Kaza birdenbire oldu.
- Kaza ansızın oldu.
- Kaza aniden oldu.

事故は突然に起こった。