Translation of "çizgi" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "çizgi" in a sentence and their japanese translations:

Çizgi romanları severim.

私は漫画が好きです。

Çizgi romanları seviyorum.

私は漫画が好きです。

- Düz bir çizgi çiz.
- Düz bir çizgi çizin.

直線を引きなさい。

Senin çizgi romanların raftalar.

君の漫画の本は棚の上にあるよ。

Çizgi romanlar okumaya dalmıştı.

彼女は漫画本に夢中になっていた。

Ben çizgi romanlar okurum.

私は漫画を読みます。

Hobim çizgi roman okumaktır.

僕の趣味は漫画を読む事です。

Çocuklar çizgi romanlardan hoşlanırlar.

子供達は漫画本を喜ぶ。

Kağıdına bir çizgi çiz.

紙に線を引きなさい。

Bu çizgi ona paraleldir.

この線はあの線に平行です。

- Çok ilginç bir çizgi roman buldum.
- Çizgi romanı çok ilginç buldum.

そのマンガの本が大変面白いことがわかった。

A'dan B'ye bir çizgi çiz.

AからBまで線をひきなさい。

Sınıfta çizgi roman okurken yakalandı.

彼は授業中漫画本を読んでいるところを見つかった。

Çalışırken çizgi roman okumayı bırakın.

仕事中に漫画の本を読むのはやめること。

Bu çizgi romanı biliyor musun?

この漫画は知っていますか?

Duvarda düz bir çizgi çizdi.

彼は壁の上に直線を書いた。

Bu iki çizgi dik açılıdır.

この2つの直線は直角に交わっている。

Kağıdın üzerine bir çizgi çizin.

紙に線を1本引きなさい。

Arada çok ince bir çizgi var.

難しいものです

Gerçekten çizgi romanları seversin, değil mi?

ほんとに君は漫画が好きだね。

Kız kardeşim sürekli çizgi roman okuyor.

妹は絶えず漫画を読んでいます。

Biri bir yere çizgi çizmiş olmalı.

物事には(がまんにも)限界がある。

Bu çizgi romanın tüm karakterleri kız.

この漫画の登場人物は全て少女です。

Sen bu çizgi filmi biliyor musun?

この漫画は知っていますか?

Bir çizgi roman süper kahramanı ile kıyaslayalım.

比較してみましょう

Sahi mi? Benim hobim çizgi roman okumaktır.

へぇー、僕の趣味は漫画を読むことだよ。

Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.

これら2本の線は直角に交差している。

O, kurşun kalemi ile düz bir çizgi çizdi.

彼は鉛筆で真っ直ぐな線を描いた。

O çizgi roman okumaktan başka bir şey yapmaz.

彼は漫画を読んでばかりいる。

Hangi sayıya kadar olan Naruto çizgi romanlarına sahipsin.

『NARUTO』何巻まで持ってる?

Biz resmî ve özel işler arasına çizgi çizmeliyiz.

公私のけじめをつけなければいけません。

Bu çizgi romanı onun kız kardeşinden ödünç aldım.

この漫画は彼の姉から借りました。

Çizgi roman okuma genellikle çocukların eğlencesi olarak görülüyor.

漫画を読むことはたいてい子供の気晴らしと見られている。

Öğrenciler televizyon ve çizgi roman yüzünden, çok kitap okumazlar.

テレビやマンガのせいで学生は本を読みません。

Tomoko'nun bana ödünç verdiği çizgi roman hiç ilginç değildi.

- 智子が貸してくれた漫画の本は少しも面白くなかった。
- 智子が貸してくれた漫画はちっとも面白くなかった。

Bana sorarsan, çizgi roman okumak tamamen boşa zaman harcamaktır.

言えというなら言いますが、漫画を読むのはまったく時間の無駄である。

Mağazamızdan bu çizgi romanı satın alanlar çoğunlukla ortaokul öğrencileridir.

私たちの店でこの漫画の本を買う人は、ほとんどが中学生です。

Birçok lise öğrencileri çizgi roman okumak için kitap mağazalarında gezinirler.

高校生の中には本屋をぶらついて漫画を読むものも多い。

Ben iş başındayken boş zamanlarımda sık sık çizgi romanlar okudum.

私は仕事の合間によく漫画を読みます。

Erkek arkadaşım benim saklamakta olduğum erotik çizgi roman kitabını keşfetti.

隠してあったエロ漫画を彼氏に見つけられてしまった。

Doğu Cephesinde, Ruslar sona erdi. uzun bir geri çekilme ve çizgi stabilize,

東部戦線ではロシア軍が大退却を完了し 戦線を安定化させる

Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak.

時間に縛られた社会では、時は線のように、つまり過去から現在を通って未来に向かって延びる1本の直線と見られている。